11 – Rusya GP

Sezonun sonuna yaklaşırken altaypı sorunları yaşadığımız Rusya GP’de seçim şöyle oldu:

Rusya GP’siyle birlikte draft yorumlarını yapmak ilk defa bana nasip oldu. Tabi bu aynı zamanda ilk defa bir draftı benim birinci bitirdiğim anlamına geliyor. Sonunda bunu başarmanın sevinciyle teker teker Sochi seçimlerine bir göz atabiliriz :p

İlk tur seçimlerinin bana göre en büyük sürprizi Hamilton’ın 4.sıradan Hatice tarafından seçilmesiydi. Hem sezonun, hem de takım arkadaşıyla kıyaslandığında takımın en formda ismi olan şampiyona liderinin her draft başlangıcında 1.sıradan seçildiğine alışmıştık. O yüzden ilk tur seçimlerindeki favorim Hatice.  Tabi bunda Çağrı’nın parmak çocuk vettel aşkı, gerek Hakan’ın adının artık konulamayacağı Grosjean sevgisi, gerek de Tunç’un yeni gözbebeği Verstappen’e olan ilgisi de etkili oldu. İlk turun bana göre en riskli seçimi? Şüphesiz kendi evinde yarışacak takım arkadaşına karşı mücadele edecek olan Ricciardo(Kvyat’ın da son turda seçildiğini hatırlatalım). Ve benim ilk turdaki can yoldaşım Bottas ara ara sanki kendisi gibi aracı süremese de potansiyeli sebebiyle ilk seçimim.

İkinci tur seçimleri bana göre haftasonunun birinci/sonuncusuna en çok etki eden seçimler. Çünkü en iyi tercihler zaten standart olarak ilk turda seçiliyor, burun kıvrılan pilotlar da sona kalıyor ve her şey ikinci turda doğru pilotu seçmekle alakalı. Bu turdaki en favori seçimim olarak kendimi görüyorum valla, yalan yok. Çoğu yarışta McLaren’lerden hangisinin yolda kalacağını kestiremiyorsunuz, doğrudur ama Alonso pistte kaldığı sürece çoğunlukla Button’ı geçmeyi başardı. Ve 2.turun en son sırasında bana ilaç gibi geldi. Çağrı’nın Hulkenberg hamlesi için vereceğim tepki meeeh. Perez’in de arap atı gibi sezonun sonlarına doğru atağa kalktığını görüyoruz. Ki Hatice Perez’i görüp affetmedi. Tunç’un hamlesi de tıpkı Çağrı gibi riskli olabilir. F1 camiasının ön liberosu Massa ne zaman nereden puan getireceği belli olmayan bir adam. Oltan’ın hamlesiyse belki de Hakanla birlikte kilit nokta olabilir 1.lik için, keza Stevens’in Merhi’yi ne kadar tokatlamayı sevdiğini biliyoruz. Hakan ise tıpkı Perez gibi atağa kalkan Ericsson’la çok güzel bir tercih yaptı. Onu yarış bittiğinde üst sıraya yerleştirmede en çok yardım edecek pilot Ericsson olabilir.

Tabaktaki kırıntıların paylaşıldığı üçüncü tur seçimlerinin en iyi hamlesi kuşkusuz, ilk paragrafta da ufakça bahsettiğim üzere Hakan’ın Kvyat tercihiydi. Ben Kvyat’ın da son yarışlarda Ricciardo’ya karşı hafif kıpırdandığını hissediyorum ve adamı belki de pistte Putin izleyecek lan. Bu bile ona düzlüklerde ekstra 0.2 sn verebilir. Eğer Pazar günkü yarışı zevkle, heyecanla izliyorsak bilin ki Çağrı 1.olmuştur. Rosberg tercihi büyük bir sürpriz gibi gözükse de, çingene Lewis’in bir cenabetliği hem bizim hem Çağrı’nın yüzünü güldürebilir(sorry Hatice). Hatice’nin ve Oltan’ın son tur seçimleri biraz sona kalan dona kalır mağdurluğu gibi oldu. Ne Raikkonen’in ne de Sainz’in(hadi belki Sainz bir umut) sezon sonuna zorlayacak motivasyonları kaldığını düşünmüyorum.  F1’e çık gir yapan Merhi de Tunç’un yüzünü güldürmesi biraz zor gibi, ama Stevens’ın bir dangalaklığı kıyak bir 7 puanla geri dönecektir kendisine. Ve son olarak, kim derdi ki ilk turlarda peynir ekmek gibi seçilen Nasr’ın son turda hem de son sıraya kalacak. Son 3 ayda TL’nin kaybettiği değerden daha hızlı düştü adam, defolu mal gibi elimde kaldı. Elimden tek gelecek olan şey sezonun ilk yarısındaki mental haline geri dönmesi olacak.

Doğan ne dediyse tersi çıkan Cumartesi sonrası puanlar şöyle oldu:

Doğan’ın yorumlarının ve Gene Haas’ın damga vurduğu yarışta son durum şu oldu: