Wesley Graves: Hamilton’ın ilk kurbanı

Başlığı atarken Hamilton’ı bir seri katil gibi göstermeye çalıştığım düşünülmesin. Bu başlığı, McLaren tarafından bir zamanlar desteklenen ancak yarış kariyerine devam edemeyen Wesley Graves bu iş için içten içe Hamilton’ı suçluyor diye attım. Bu noktada “Wesley Graves kim yahu” demiş olmanız son derece normal, bu yüzden kim olduğuna bakalım hep beraber:

1998 yılında McLaren ve Mercedes, genç yeteneklerin kariyer basamaklarını daha rahat tırmanması için ortaklaşa “sürücü destek programı”nı başlatmışlardı.  O yıl program tarafından desteklenen sürücülerden en azından üçünü kesinlikle tanıyorsunuzdur:

  • Formula 3000: Ricardo Zonta & Nicolas Minassian
  • Formula 3: Nick Heidfeld & Norman Simon
  • Karting: Wesley Graves & Lewis Hamilton
1998 McLaren Kadrosu: go-kart’ın yanında Wesley ve Lewis

Bu listedekilerin yarısını F1’de gördüğümüze göre, program başarılı başlamış diyebilir miyiz? 1998’de, Ron Dennis programdan şöyle bahsetmiş:

Mercedes’le ortaklaşa başlattığımız sürücü destek programımız, bizim desteğimiz olmadan kendi imkanlarıyla devam edemeyecek sürücülere benzersiz bir destek için tasarlandı. Programa dahil olabilmek için her şeyden önce olağanüstü yetenekli, yarışmaya odaklı ve yarış kazanmayı becerebiliyor olmaları gerek. Desteğimiz sürücüden sürücüye değişiyor, her birinin durumunu değerlendirerek 1998 sezonu için uygun gördüğümüz desteği vereceğiz. Daha sonra da daha fazla ya da daha az destek gerektiğini görürsek, her yıl bu düzeyi ayarlayacağız.

Aynı yıl McLaren’de yarışan Coulthard da program için “Bu destek herhangi birini harika bir yarışçıya dönüştüremez. Zaten hepsi belli bir yeteneğe sahip sürücüler, güçlü ve zayıf yanları var. Bu destek programı onlara daha yüksek hedefleri için yardımcı olacak.” Şeklinde yorum yapmış.

O dönemde, özellikle karting için destek alan Graves ve Hamilton, McLaren tarafından desteklenen en genç sürücüler konumundaydı. Desteklenecekleri haberi Graves için tam bir sürpriz olmuşken, Hamilton dediğine göre daha önceden haber almıştı. Programın tanıtım gününde Graves “Aryton Senna’dan beri McLaren’in sıkı bir takipçisiyim; şimdi ise takımın bir parçası olduğuma inanamıyorum!”

Ron Dennis bu heyecanlı genç hakkında “Wesley şu an havalara uçmuş durumda. Bugüne kadar destekleneceğinden haberi yoktu, şoku hala atlatamadı. Ama bence bu iyi bir şey, size kendinizi çok çok iyi hissettiriyor”.

Aynı gün Hamilton da Dennis hakkında “ona borcumu ödemek için elimden geleni yapacağım. Ron ile çalışmak harika bir duygu, işler daha iyi gidemezdi!”. Kartingde McLaren renkleri ile yarışmak konusunda da pek baskı hissetmiyordu: “O kadar da baskı hissetmiyorum. Sadece elimden geleni yapacağım, ağır gelirse de söylerim”.

12 yaşında iki çocuğu kontrat altna almak, Dennis’in omuzlarına başka bir yük de getiriyordu, ve bu yük ağzından şu cümlelerle dökülecekti: “Okullarınızı ihmal etmeyin”.

Karting’den gelen büyük sürücülerine baktığınızda, bazen eğitimlerinin olumsuz etkilendiğini görürsünüz. Bu yüzden bence onları yalnızca finansal olarak desteklemekten ziyade, eğitimlerini sürdürdüklerinden de emin olmalıyız. Akademik olarak geride kalmamaları için okuldaki notlarını kontrol edeceğim, çünkü motorsporlarında başarılı olmak için her yönden iyi olmanız gerek.

Sürücülerin gelişimine böyle kapsamlı bir şekilde destek veren McLaren, onlara finansal desteğin yanında ZIP Kart ve Bridgestone’dan en iyi malzemeleri de sağlayacaktı. Ayrıca, go-kartların ve ekibin lojistiği için de özel olarak donatılmış Mercedes Sprinter vanlar verecekti.

Bu şekilde heyecanlı başlayan programın ilk yılının sonunda, McLaren Hamilton ile yola devam ederken, Graves’e olan desteğini de kesecekti. Aşağıda 2007 yılında Graves ile yapılan bir röportaj var.

Yaşlı bir Wesley

Röportajın yapıldığı yılda Hamilton F1’e girmiş, İngiliz motorporlarının altın çocuğu iken, Graves işsizdi ve Leicester’da ailesi ile yaşıyordu. Üstelik 7 yıldır bir yarışa katılmamıştı. Yarış arabalarından başka bir şey düşünemiyordu, özellikle Hamilton’ın yükselişini kaldırmak kendisi için çok zor olmuştu.

Ailesi, (Anne: Christine, Baba: Steve) röportaj sırasında Wesley’in kazandığı kupaları ve eski fotoğrafları gösterirken, Wesley’in daha konuşmaya başlamadan araba sesleri çıkarttığını söylüyorlardı. Bu durum babası için garipti, arabalara pek ilgisi olmamıştı, üstelik 30lu yaşlarına kadar ehliyetini de almamıştı.

Wesley: Evde araba taklidi yaparak koşuyordum, ilginç değil mi?

Christine: 5 yaşındaydı. Sınıfta oturduğu yerde araba sesleri çıkarıyormuş. Okuldan beni arayıp “bu araba sesleri ile ilgili Wesley’le konuşmanız mümkün mü?” diye sorarlardı.

Steve: Farklı motorlardan farklı sesler.

Christine: Öğretmeni ona “Wesley, bugün bir ferrari değilsin” dermiş. Dışarıdan bir motor sesi duyduğunda, hangi araba olduğunu bilirmiş.

Ailesinin Wesley’in yarış kariyeriyle en az Wesley kadar ilgili olduğu ortada. Tüm başarıları büyük bir coşkuyla kutlamışlar. 4 yaşında, gözleri bozuk olmasına karşın, Wesley 50-60 km/h ile giden kartlar ile yarışıyormuş, ailesi uyarana kadar gözlüklerini takmadan! Acaba korkmuyorlar mıydı?

Steve: Hayır, pek değil.

Christine: Evet, küçükken onu izleyemezdim. Yarış sırasında tuvalete gider, kulaklarımı tıkar ve beklerdim. Sonunda biri beni “Kazandı! Kazandı!” diyerek almaya gelirdi.

Altı yaşına geldiğinde 110 km/s hız yapabilen kartları kullanıyordu. Dokuz yaşında ise “Midland” ve “Southern” şampiyonalarını kazanmıştı. Geriden başlayıp herkesi geçerek kazanmayı özellikle seviyordu. Annesinin dediğine göre, o dönemler diğer aileler onları arabanın ayarlarıyla oynamakla suçluyorlarmış çünkü Wesley’in dürüstçe kazandığına inanamıyorlarmış. Ya onu bu kadar iyi yapan neydi?

Wesley: Yetenek. Bilmem, sürebiliyorum işte. Kazanmayı seviyorum. (Göğsünü işaret ederek) Ta buramda hissediyorum. İyi, gururlu hissettiriyor. Kazanamadığım zaman hoşuma gitmiyor”

Ya diğer sporlar?

Wesley: Diğer sporları sevmiyorum gerçekten. Sadece motor sporları.

Baba Graves önceden mühendislik yaparmış. Hesabına göre McLaren’e katılmadan önceki 5 yılda ayda 2000 Sterlin harcamışlar, totalde ise 120000. “Bunu bir yatırım olarak gördük, bir bağımlılık haline geldi. Wes yarışmayı bıraktıktan sonra toparlamam 4 yıl sürdü.” Diyor Steve. Hem yarışlar nedeniyle olan borçlar, hem de genel ekonomik durum nedeniyle işi batmış. Bugün ise aile McLaren programına dahil olmanın bir hata oldğunu düşünüyor. Başarıya ve üne giden kısa yol gibi görünse de, Wesley’in kariyerinin kontrolünü kaybetmelerine neden olduğunu söylüyorlar. Wesley ise McLaren tarafından verilen araca bir türlü alışamadığını söylüyor. Kendinden büyük olan Hamilton daha üst düzey ve daha az kalabalık bir sınıf olan “Junior Yamaha”da yarışırken, Graves pek ısınamadığı bir araba ile 50 kişinin arasından sıyrılmaya çalışıyordu.

 

Graves, Hamilton’ın takım tarafından özel muamele gördüğünü düşünüyor: “Formula 1’deki ilk zenci sürücüyü yarıştırmak istiyorlardı”.

Programdaki ilk yıllarının ardından Hamilton ile devam etseler de Graves’i desteklemeyi bıraktılar. O zamandan beri Graves hiç yarışmadı. Ailesine göre, motor sporları başka sporlar gibi değil: ne bildiğinizden öte kimi tanıdığınız önemli.  Devam etmek için yılda en az 50000 Sterline ihtiyaçları vardı, sponsor arayışları ise fayda etmemişti.

Yarış kariyeri olmadan Wesley’in hayatı tepetaklak gitti. Okulda başını belaya soktu ve sınıfını da rahatsız ediyordu. Hala araba sesleri çıkarıyor muydu?

Wesley:  Hayır, sadece haytalık. Çalışmıyordum, millete eziyet ediyordum. Kendimi kaybetmiştim.

Peki yarışları takip ediyor muydu?

Wesley: İzlemeyi sevmiyorum. Moralimi bozuyor. Onu görmek hoşume gitmiyor gerçekten.

Christine: Bence doğrudan onu (Hamilton) kastetmiyor.

Wesley: Onu yarışırken görmek hoşuma gitmiyor.

Çünkü orada olması gereken sen miydin?

Wesley: Evet.

Christine: Hayır, muhtemelen ikiniz de. Öyle değil mi Wes?

Wesley: Eh, bir şekilde orada olmam gerekiyordu.

Christine: Belki Formula 1’de değil de, başka bir yerde.

Wesley: Hayır, Formula 1’de. Ama onun olduğu yere asla gelemeyeceğim. Şimdi mümkün değil, fırsatı kaçırdım. Başka bir yerde olabilirdim belki.

Okulu bıraktıktan sonra bir işte çalışmamış, bazen bahçecilik yapan babasına yardım ediyor. Dediğine göre işe girmemesinin nedeni onun bir yarışçı olması: onun işi bu ve bunun için doğmuş. Tekrar döneceğini söylüyor, geriye döneceğini. O sıralarda bir bursa başvurmuş. Başvuran yüzlerce başkasının arasından sıyrılıp bursu alacağına emin, zira “alabilirsem” değil de “aldığımda” şeklinde konuşuyor.

Hamilton’ın önümüzdeki yıllarda milyarlar kazanma şansı hakkında ne düşünüyor peki, acı acı gülüyor.

Wesley: Korkunç. Neden mi, ben burada oturup neler olabileceğimi ve nerede olmam gerektiğini anlatıyorum da ondan. Korkunç. Onun bu kadar para edeceğini söylüyorlar, moralimi bozuyor. Nefret ediyorum. Sanki orada ben olacakmışım gibiyken birileri her şeyi elimden almış gibi hissediyor”.

Yaşadığı bölgede ise herkes tarafından tanınıyor olmaktan rahatsız, bu yüzden taşınma fikri de var.

Efsane geri dönecek mi?

1998’e baktık, 2007’ye baktık. Ya şimdilerde ne yapıyor Graves? 2 çocuk babası, evli değil ve 2016’da yarış kariyerine geri dönmüş. Hamilton’la yarışmanın ve McLaren tarafından desteklenmiş olmanın hayatının en büyük başarısı olduğunu söylüyor. Hala tanınan bir yüz, katıldığı yarışlar mutlaka yayınlanıyor. Şu an sponsor arayışında olan Graves’e buradan mesaj gönderebilirsiniz.

Hakan