Durmadan Dönenler: 200’ler Klübü İncelemesi

2015 Formula 1 sezonu her ne kadar şampiyonumuz sezonun bitimine 3 yarış kala Lewis Hamiton olarak belirlense de olağanca hızıyla devam ediyor ki ardı ardına oldukça kaliteli Singapur, Japonya, Rusya ve Amerika Grand Prix’leri seyrettik taraftarlar olarak.

Seyir zevkinin yüksek olması ve şampiyonluk mücadelesi dışında kanımca Formula 1 tarihinde önemli olan bir detay da 2001’den beri pistlerde koşturan Fernando Alonso’nun Rusya’da 250. etkinliğine katılması ve ardından Amerika’da 250. startını almasıydı. Böylece İspanyol pilot 250’ler klübüne adını yazdırırken; söz konusu klübü kapsayacak şekilde bir 200’ler araştırması yapmak istedim. Yazımıza da 200’ler klübü üyelerinin tablosunu paylaşarak başlayalım o zaman (mavi ile işaretliler halen yarışmakta);

TABLO1

Gördüğümüz üzere Rubens Barrichello hem aldığı start, hem de katıldığı etkinlik sayısı ile liderliğini korurken; onu Michael Schumacher (18-16 fark) ve Jenson Button (42-41 fark) takip ediyor. Sezonun bitmesine 3 yarış kaldığı ve 2016 sezonunun 21 yarış olacağı düşünüldüğünde Button’ın liderliğe erişmesi için 2017 sezonunu da bitirmesi gerekli. Alonso’nun Patrese ve Trulli’yi geçeceğini tahmin etmek hiç de zor değil ama Barrichello (75-72 fark) ve Schumacher (57-56 fark) hedefleri için İspanyol pilotun Formula 1’den sıkılmaması gerekiyor. Birbirini takip etmekte olan Raikkönen ve Massa sezon sonunda Fisichella’yı geçmiş olacak ama Coulthard için 2016 yılını bekleyeceğiz.

Tabloda göze çarpan diğer detaylar 1993 sezonunda şampiyon olarak emekliliğini isteyen Prost’un eğer 1994’te bir yarışa daha çıksa 200 kere start almış olacağı ve Riccardo Patrese, Jarno Trulli, Giancarlo Fisichella, Michele Alboreto, Andrea de Cesaris ile İtalyanların klübümüzde %29.41 oranla en kalabalık nüfusa sahip olduğu ve Trulli, Fisichella, Alonso ve Webber olmak üzere 4 klüp üyesinin Minardi ile kariyerlerine başlamış olması.

Aslında 200’ler klübü hakkında yazı yazarken kafamda yukarıdaki tabloyu verdikten sonra klübe giriş hikayelerini kısaca anlatmayı düşünmüştüm ancak kelimenin hem mecazi hem de gerçek anlamıyla işsizlikten ötürü fikrimi değiştirerek kariyerlerine puan bazında inmeyi de düşündüm. 17 pilotun geçirdiği toplam 250 sezonda alınan  sonuçları 2010’dan beri uygulanan ilk 10 pilotun puan aldığı sisteme göre değerlendirdim, yarış dışı-diskalifiye-start alamadı gibi olayları 0 puan ile geçiştirdim; 2014’ün son yarışı Abu Dhabi’ye olması gerektiği gibi çift puan verirken, %75’i tamamlanamadığı için yarım puan kazandıran 1984 Monaco, 1991 Avustralya ve 2009 Malezya GP’lerine yarım puanı layık gördüm. Böylece 200’ler klübündeki tüm pilotları sezon sezon olarak analiz edip, sabit bir puanlama yapılırsa kimin en yüksek puan kazanıp; yarış başına kimin en çok puan topladığını görebileceğiz. Unutmadan söyleyeyim 80’li yıllara referans niyetine efsane Ayrton Senna ve modern zamanların gücünü göstermek için (en uç durum) Lewis Hamilton ve Sebastian Vettel’e de hesaplamayı layık gördüm. O zaman başlayalım!

YÜCE 200’LER KLÜBÜ

1) Rubens Barrichello

Katıldığı etkinlik ve start aldığı yarış bakımından kırılması neredeyse imkansız gördüğümüz rekorları elinde bulunduran Barrichello Formula 1 kariyerine Jordan ile, bir önceki rekortmen Riccardo Patrese’nin tamamlayarak emekliliğini ilan ettiği 1993 sezonunda başlamıştı. Patreseyi geçtiği 2008 Türkiye GP’sinde kullandığı Honda RA108’inde 257 startı gösteren desenler bulunurken; kimse 3 kere daha Türkiye’de yarışacağını ve 2011 sezonu ardından Williams’ta emekli olduğunda rekoru 326-322’ye çıkaracağını tahmin etmiyordu.

Istanbul Park'ta Rubens Barrichello daha önce Ricardo Patrese'nin elinde olan en çok etkinliğe katılma rekorunu kırıyor. Honda patronu Ross Brawn ve Nick Fry ile beraberler.
İstanbul Park’ta Rubens Barrichello daha önce Ricardo Patrese’nin elinde olan en çok etkinliğe katılma rekorunu kırıyor. Honda patronu Ross Brawn ve Nick Fry ile beraberler.

1994 San Marino’da tribünleri ayıran duvara girdiği için, 1998 Belçika’da meşhur start kazası kurbanlarından biri olduğu için, 2002 İspanya ve Fransa GP’lerinde ise aracı grid’de çakılı kaldığı için yarışa başlayamayan Barrichello; bunların dışında kalan rekorunda toplam 658 kariyer puanına sahip. Ancak yazımızı açarken bahsettiğimiz hesaplara göre 1892 olarak kabul edeceğiz.

barrichello

Formula 1 kariyerine ara vermeden 19 sezon boyunca devam eden Brezilyalı’nın kariyerinin zirvesi Ferrari ikinci pilotluğu iken en fazla puanı 271’i 2004 yılında elde etmişti. Barrichello ikinci baharını 2009 şampiyonu Brawn’da bir gördüğünü söyleyebiliriz.

2) Michael Schumacher

1991 sezonunda Jordan ile sezon sonuna yaklaşırken Formula 1’e adım atan ve 2006 sezonunda İtalya Grand Prix’ini kazanırken emekliliğini açıklayacak ve 250. yarışı Brezilya GP’sinde kariyerini bitirecekti Michael Schumacher.

2012 Belçika GP'sinde (aynı zamanda ilk yarışıdır) Schumacher 300. yarış hediyesi olarak Mercedes ön kanadını hediye olarak alıyor.
2012 Belçika GP’sinde (aynı zamanda ilk yarışıdır) Schumacher 300. yarış hediyesi olarak Mercedes ön kanadını hediye olarak alıyor.

7 şampiyonluk ve 91 zafer ile geride kaldığını düşünürken taraftarlar Alman pilotun; 2010’da bu sefer Mercedes ile 3 sezon boyunca mücadele etmek için geri dönecekti 2010 yılında.

schumacher

Aslında yukarıdaki grafikte de Alman pilotun kariyerinin iki bölümünü de net olarak görebiliyoruz. 2002 yılında şampiyon olduğunda 380 puan toplayarak zirve yapan efsane, 2006 yılında Alonso ile şampiyonluk mücadelesi vermesinin ardından; kariyerini bir yükselişin ortasında bırakmış. Formula 1’de yarışmasının sağlayıcısı Mercedes’e olan vefa borcunu ödemek için çıktığı 2010-2011-2012 sezonlarında ise kariyerine tutunmaya çalışmış adeta. Ama yapmasaymış emin olun 3890 toplam puana ulaşamaz ve geçilmesi en az Barrichello’nun rekorları kadar zorlu olan etkinlik-start ikinciliğine erişemezmiş.

3) Jenson Button

2000 yılında Williams takımı ile başladığı an 20 yaş 53 gün (halen de genelde 10. sırada) ile gridin en genç pilotu olan Button aradan geçen 15 sezonun ardından pistin en tecrübeli pilotu ve sezon içinde çıkan emekli olacak söylentilerine rağmen McLaren’da 3+21 yarış daha geçirecek eğer bir kaza/bela yaşanmazsa, 284/281 olan istatistiklerini 300 seviyesine de çıkarabilir.

during the Hungarian Formula One Grand Prix at the Hungaroring on July 31, 2011 in Budapest, Hungary.
Roket kırmızısı tshirtler McLaren’in zaferi anlamına gelirken, 2011 Macaristan’ın galibi 200. yarışında Jenson Button’dı.

Button’ın start ve etkinlik konusundaki farklarını yaratan etmenler BAR Honda’nın 2005 San Marino GP’sinde ağırlığının az olduğunun keşfedilmesiyle ortaya çıkan kurallara aykırı yakıt deposu yüzünden İspanya ve Monaco’da takımın diskalifiye edilmesi, Amerika’daki lastik krizi ve 2015 Bahreyn’deki ERS probleminden kaynaklanıyor. 200. yarışına çıktığı 2011 Macaristan GP’sini podyumun en üst basamağında podyumda patlattığı şampanya ile çıkan Button, 250. yarışı Barhreyn 2014’te yarış dışıydı ve 300’de nasıl sonuç alacağını bilemesek de McLaren ile göreceği kesin.

button2

Jenson Button’ın hem kalfalı hem ustalık dönemlerini grafikte görebiliyoruz. 2004 yılında BAR Honda ile sezonu 3. kapadığı zaman hesaplarıma göre 206 puanı vardı ancak kalfalığının en kötü dönemini de 2007 yılında Honda ile gördü. Ustalık dönemini 2009 yılındaki şampiyonluğu ile başlattığımızda, 2011 yılında sezonu ikinci bitirmesine rağmen kariyerinin en yüksek puanına ulaşmış olması dikkat çekici.

4) Riccardo Patrese

Rubens Barrichello azmiyle start ve etkinlik rekorlarını delip geçene kadar 17 sezon boyunca Formula 1’de yarışan Riccardo Patrese rekorların hepsini ellerinde tutuyordu: daha önce Graham Hill’in sahip olduğu 176 start rekorunu 1989 Brezilya’da ele geçirecekti (13. Formula 1 sezonunda) ve 1993’te emekli olduğunda 257 etkinlikte 256 starta kadar taşımayı becerebilmişti. Eğer Ayrton Senna’nın ölümünden sonra takımına pilot arayan Williams’ın teklifini kabul etseydi (o gün tutkusunun bittiğini belirtiyor açıklamasında) istatistikerini geliştirebilirdi ama oğlu doğdunda ilk yarışı 1977 Monaco’ya çıkan İtalyan pilot kesin emeklilik kararını verdiği zaman, oğlu 17’sine girmişti artık.

patrese

1983 Güney Afrika GP’si ile 1990 San Marino GP’si zaferleri arasında tam 7 sezon ve 2402 gün bulunan Patrese’nin kariyer çizgisi de aslında zaman aralığı ile uyuşmakta. Kariyerinin başlangıcını Shadow, Arrows, Brabham ve Alfa Romeo ile bol bol yarış dışı kalarak geçiren Patrese 1987’nin son yarışından 1992 son yarışa kadar salladığı Williams direksiyonunda en verimli sezonlarını yaşamıştı ve bu yüzdendir ki toplam puanı 1100.

5) Jarno Trulli

1996 Almanya F3 şampiyonasının ardından menejeri Flavio Briatore sayesinde Minardi takımı direksiyonuna geçen ancak asıl sükseyi 1997 sezon ortasında sakatlanan Olivier Panis yerine Prost direksiyonuna geçtikten sonraki sürüşüyle yapan Trulli’nin kariyeri grafiğimizde de farkedebildiğimiz gibi Renault ile yarıştığı 2004 sezonunda zirve yapmış ve aynı sene liderlerin kazaya karıştığı şahane Monaco GP’sinde ilk zaferini elde ettiğini hatırlatalım.

trulli

Renault’un ardından benzer başarıyı Toyota’da göstermek isteyen Trulli, henüz 3 yarış ardından (2004’ün son 2 yarışı olmak üzere) ardı ardına 2 kere ikincilik kürsüsüne çıksa da saçtığı paraların karşılığını alamayınca 2009 yılında dükkanı kapayıp ayrılan Japonlar yüzünden excel’in yaklaşımla çizdiği tabloda – değer çıkmasına neden olacaktı. İtalyan pilot tecrübesiyle 2010 yılının yeni takımı Caterham/Lotus’u adam etmek çabalarken, en azından Japonlardan sonra 2 sezon daha kalarak 250 yarış bariyerini aşabildi de.

6) Fernando Alonso

2001 yılında Minardi ile piste çıktığında 19 yaş 218 günlük olan Fernando Alonso (genelde 5.), Renault’un test pilotluğunu yaparken geçirdiği bir senelik aranın ardından 2003 yılından başlayarak yaydan çıkmış ok misali en genç yaşta pole, liderlik rekorlarının ardından; 2005’te şampiyonluk ve 2006’da çifte şampiyonluk rekorlarını kıracaktı. 2007 yılında McLaren’daki takım içi çatışmalar ve son yarışta kaçırdığı şampiyonluk kariyerinin durgunluk anını başlatsa da (2008-2009), Ferrari ile geçirdiği 5 senede resmen ustalığını konuşturdu diyebiliriz her ne kadar 2 kere daha son yarışta şampiyonluğu kaçıracak olsa da (2010 ve 2012).

Alonso2

Grafikte Alonso’nun Formula 1 kariyerini 2002’deki test pilotluğu yüzünden 2’ye bölmek zorunda kaldım ve kariyerinin zirvesi olan 2005-2006 şampiyonluklarına ek olarak, Ferrari direksiyonunda girdiği şampiyonluk mücadelelerindeki istikrarını ve neredeyse Minardi’den kötü diye tanımlayabileceğimiz McLaren’in getirdiği dalışı görebiliyoruz. Ancak unutulmamalıdır ki Alonso artık 200’ler klübünün de üzerinde bir 250’ler klübü üyesi.

7) David Coulthard

Formula 1’in felaket haftasonu 1994 San Marino GP’sinin ardından Williams’ın ilk çift arabaya çıkacağı yarış olan İspanya GP’sinde yedek pilot kontenjanı ile direksiyona oturan David Coulthard ne kadar ilginç bir tesadüftür ki olayda 12 sene sonra bir İspanya GP’sinde bu sefer Red Bull direksiyonunda 200. yarışına çıkma başarısı gösterecekti.

coulthard

Williams’ta 1995 yılında ana pilotluğa terfi eden İskoçun kariyerindeki en şahane anların da 1996’dan 2004’ün sonuna kadar yarıştığı McLaren’da yaşandığını söyleyebiliriz. Ancak McLaren’da aldığı en kötü puan kombinasyonu yerine Montoya’nın getirileceğinin açıklandığı o seneymiş 71 ile. Jaguar operasyonunu devralarak kendi takımını kuran Red Bull ile geçireceği kariyerinin son 4 senesinde ise hiç şüphesiz takımın gelecekteki başarılarına sağlam temeller atmıştır.

8) Giancarlo Fisichella

Minardi’den başlayan Formula 1 kariyerinde Jordan (1997) – Benetton (1998-2001) – Jordan (2002-2003) – Sauber (2004) – Benetton (aslında Renault, 2005-2007) – Jordan (aslında Force India 2008-2009) çizgisiyle kendini sürekli tekrarlayan ve ardından Massa’nın yokluğunda 2009’un son 5 yarışına Ferrari ile çıkan Fisichella’yı gözümüzü kapattığımızda Mild Seven tulumuyla aklımıza getireceğiz ilk olarak.Her ne kadar ilk podyumunu kariyerinin 2. senesinde Jordan ile, ilk zaferini olaylı 2003 Brezilya GP’sinde yarıştan sonra FIA kararından ötürü Jordan ile kutlamış olsa da İtalyan pilot zirvesini 2006 yılında Renault ile şampiyonayı 4. bitirerek gördü ki o sene 183 puan topluyordu yeni hesap stilimize göre.

fisichella

2007 yılında yaşadığı sert düşüş ise sanki Renault takımının o seneki performans farkını sembolize etmiş diyebiliriz ve 2008 sezonunda Spyker’dan türüyerek hayatına başlayan Force India ile Minardi’de başladığı noktanın daha gerisine düşmüş geçen 12 senenin ardından Fisichella. Ancak 2009’da Belçika’da beklenmeyen pole ve ikinciliğine ek olarak hem asıl takımı, hem de Ferrari ile yeni tarza göre puan potasına girmesi İtalyanımızın dipte bırakmasını engellemiş.

9) Kimi Raikkönen

Formula 1 pilotları içinde en sıradışı kariyerlerden birine sahip pilotlardan biri hiç şüphesiz Kimi Raikkönen olmalı. İsmini daha bilmediğimiz bir anda 2001 sezonunda Sauber direksiyonuna geçirilmişti, öncesinde sadece 23 açık tekerlekli yarış tecrübesi olmasına rağmen. Ardından Mika Hakkinen’in emekliliğini seyreden McLaren yönetiminin ilk hedefi Raikkönen’i alıp, başka bir Fin efsanesi daha yaratmaktı. 2007’de son yarışta Ferrari kullanarak ilk şampiyonluğunu kazanıp, bunu hem de McLaren’a karşı yapsa da Fin pilot; kariyerinin puan olarak zirvesini 277 ile McLaren MP4-20 direksiyonunda görmüş.

kimi

Formdan düştüğünün bariz olduğu 2009 sezonnda yerine Fernando Alonso’nun getirilmesiyle Formula 1 kariyerine erken bir şekilde emeklilik kararı veren Fin pilot aradaki 3 seneyi WRC’de hoplayıp zıplayarak geçirdikten sonra Lotus ile bıraktığı yerin daha da üstünden devam edecekti 2012 senesinde. Eğer 2013 yılında bel ağrıları çekmeseydi 2013’teki düşüşe sahip olmayacaktı. Kendisine uygun olmayan Ferrari ile takım arkadaşı Fernando Alonso karşısında varlık göstermeyip, kariyerinin puan olarak dibini de görse Raikkönen; 2015 sezonunda bir toparlanma trendine sahip. Ancak geçen sene Kanada’da 200. yarışına çıkan ve takım sitesine 200. yarışıma çıkacağımı söylediler ve zaman ne kadar hızlı geçiyor o an anladım. Dibine kadar gaza basmaya devam edeceğim ve numaralar bunu değiştirmeyecek ama önümüzdeki senelerde gururla bakacağım önemli bir gün olduğuna eminim. diyen terazi burcu erkeğinin neler döndüreceğini tahmin etmek çok zor.

10) Felipe Massa

Raikkönen’den 1 sezon sonra Sauber’de yarışan Felipe Massa Fin pilotun etkinlik sayısını 1, start sayısını ise 2 sıra geriden takip ediyor. 2007’den 2009’a kadar takım arkadaşlığı da yapmış bu ikili arasındaki fark her ikisinin de yarışmaya ara vermiş olması (Massa 2003 sezonunda test pilotuydu Ferrari’de) ama bir de Brezilyalı pilotun 2009 Macaristan sıralamalarında kafasına çarpan süspansiyon parçası nedeniyle yarışamaması var.

massa

Bir senelik aradan sonra Sauber’de bıraktığı yerden puan olarak devam eden Felipe Massa’nın kariyeri gördüğüüz üzere 2006 yılında Ferrari ile kalkışa geçen uçak misali yükselmiş. 2007 yılında Raikkönen’in şampiyonluğunda aldığı puanlar ile takımını da şampiyon yapmayı bilmiş, 2008’de son turda şampiyonluğu kaybetse de 240 puan ile zirveyi görmüş. 2009’un ikinci yarısını iyileşmekle geçirmek yerine arabada olsaymış o kada sert düşüşe de geçmeyecekmiş eğilim çizgisi.

Felipe Massa 200. yarışını 2014 İngiltere GP'sinde kutluyor, takımın evi Williams'ta. Eğer o günlerden başka fotoğraflar aramak isterseniz; Alonso-Raikkönen ve hatta Ricciardo ile çekilen fotoğraflar farkedeceksiniz.
Felipe Massa 200. yarışını 2014 İngiltere GP’sinde kutluyor, takımın evi Williams’ta. Eğer o günlerden başka fotoğraflar aramak isterseniz; Alonso-Raikkönen ve hatta Ricciardo ile çekilen fotoğraflar farkedeceksiniz.

Ancak şunu da hatırlatalım ki Massa 2010 yılında geri döndüğünden beri formunu sorgulatıyor ve Ferrari’den gönderilmesi gerektiği konuşuluyordu. Söylentilerin ardından geçen 4 senenin ardından eski günlerine dönmeye azimli Williams ile yeni bir başlangıç yaptı kariyerine. Geçen sene İngiltere GP’sinde 200. yarışını kutladığı Williams ile kariyerine dengeli halde devam ettiğini söyleyebiliriz Brezilyalı’nın ve 2015 sezonu Brezilyalı’nın son senelerde topladığı en yüksek puana sahip olacak bittiğinde.

11) Mark Webber

Kariyerine Minardi ile başlayan son 200’ler klübü üyesi Mark Webber’i henüz kendi evinde, henüz ilk yarışı olan 2002 Avustralya GP’sinde puan almasıyla tanıdık. Ardından 2002 başında test yaptığı Jaguar’a terfi eden Webber, sadece kazası ile değil; sıralamalarda Ferrari’lerin ardından en hızlı 3. turu attığı Brezilya GP’si ile de gündeme geldi. 2005 ve 2006’da Williams ile sıkıntılı (mesela 3. giderken motor sorunu ile kalışını ve büyük bir hırsla arabasının direksiyonunu kokpite atışını hatırlıyorum) sezonlarından sonra evi Milton Keynes (Jaguar ile 2003’ten beri ilgilenen Red Bull Racing takım operasyonlarını 2005’te satın almıştı) geri döndükten sonra yerinden tam 7 sene boyunca kıpırdamadı.

WEBBER

Minardi ile geçirdiği ilk sezonnda 15 puan alan, 2007 yılında başladığı Milton Keynes’teki ikinci periyodunda ise resmen Red Bull takımının gelişip yükselmesine birebir şahit olan en iyi ikinci pilotun kariyerinde en çok puan kaptığı sezon şampiyonluk mücadelesi verdiği 2010 değil, 2011 yılı olmuş 258 ile.

2013 Bahreyn GP'sinde, son Formula 1 sezonunda Webber 200. yarışına çıkıyordu Mark Webber.
2013 Bahreyn GP’sinde, son Formula 1 sezonunda Webber 200. yarışına çıkıyordu Mark Webber.

Emeklilik kararı ise 2013 İngiltere GP’sinde gelirken, Webber bir yükseliş içerisindeymiş ama takımın 2014 formu göz önüne alındığında kararından pişman da olmamıştır sanıyorum.

12) Michele Alboreto

1981 sezonunda Tyrrell’da başladığı Formula 1 kariyeriyle aynı anda 24 Saat LeMans’ta sınıfında ikinci olmuş, 2 zafer ve 1 podyum ile taçlandırarak 2 sene daha kaldığı İngiliz takımdan bir İtalyan’ın yarışmakta gurur duyacağı Scuderia Ferrari’ye geçmiş 1984 yılında ve 1988’e kadar hem kariyerinin en iyi sezonlarını; hem de sağlam bir ikinci pilotlu dönemini arkasında bırakmış (ki 1985 yılında takım arkadaşı Alain Prost’la şahane bir şampiyonluk mücadelesi verdiği söylenir) Michele Alboreto. Ardından kariyerinde bol yarış dışı kalmaların ve sıralama turlarında %107 barajının altında kaldığı dönemler geçirse de 1992 yılında kullandığı Footwork’una takılı Honda motoru ile 1992 yılında kariyerinde son bir zirve tecrübe etmiş İtalyan pilot. 1994 sezonu bittiğinde emeklilik kararı vermesinde ise 1994 San Marino GP’sinin başlarında değiştirdiği lastiklerden birinin pit yolunda çıkarak mekanikerleri (o günlerde pit yolunda hız sınırı bulunmuyordu) yaralamasında kendisini suçlaması etkili olmuş.

michele alboreto
Formula 1 kariyerinin ardından gelen kısa binek otomobiller ve Indycar denemelerinin ardından 1996 yılında gelecekte Audi’nin fabrika takımı olacak Jöest Racing ile dayanıklılık serilerine geri dönmüş. 1997’de 24 Saat LeMans genel klasman zaferi, 1998-1999’da bu sefer Audi ile gelen 3.’lük… Sadece kariyerinin ikinci baharını değil, hayatını bitiren olay ise 2001 yılında Audi R8 ile Lausitzring’de düzlük testleri esnasında lastiğinin patlamasıyla kontrolü kaybedip duvara çarpması olmuş İtalyan pilotun. Zaman çok hızlı geçmiş.

13) Andrea de Cesaris

Geçtiğimiz sene Ekim ayında motorsiklet kazasıyla hayatını kaybeden ve katıldğı 214 grand prix’in hiç birini kazanamayarak rekor kıran rahmetli İtalyan pilotun lakabını duymuşuzdur: Adrea de Crasheris. 1999 yılında Jordan kullanırken yaptığı bir röportajda kariyerinin ilk senelerini hatalarla dolu şeklinde nitelendiriyordu. 1980 sezonunun son 2 yarışına 21 yaşındayken Alfa Romeo ile çıkmış ve motor patlatmış, ikincisinde ise duvara girmişti. Aynı sene içerisinde McLaren desteğiyle Formula 2 şampiyonasını kazanınca, 1981’de ilk tam sezonu McLaren ile olacaktı. O sezon küçük bir takım olarak nitelendirdiği McLaren’da sadece 1 teste çıkmıştı sezon boyunca (yarışlar haricinde); tecrübesizdi, pistleri bilmiyordu ve halen 21 yaşındaydı. Kendini ancak 1982-1983’te yarıştığı Alfa Romeo’ların ardından olmuş hissedecekti ama yarış kazanabileceği nitelikte (sezonun 3. yarışında pole kapmıştı) kullandığı son arabalar da onlardı.

DE CESARİS

Grafikte gördüğümüz gibi Alfa Romeo ardından kullandığı Ligier, Tyrrell, Minardi, Scuderia Italia… Hiç biri Alfa Romeo ile eriştiği puanlara da ulaştırmamıştı İtalyan pilotu ama kariyerinin puan olarak zirvesi 60 ile 1991 yılındaki Jordan tecrübesiydi. Her ne kadar asıl emekliliği 1993 sezon sonunda gelmiş olsa da 1994 yılında cezalı Eddie Irvine yerine Jordan’da, ardından komadaki Karl Wendlinger yerine Sauber’de yarışmak için çağırılması; kariyerinin son günlerinde kendini ıspatladığını da gösteriyordu.

200. yarışına 1994 Kanada'da çıkan rahmetli İtalyan pilotun kullandığı Sauber'in yan kapağında kutlama yapılıyor "In bocca al lupo" "İyi şanslar demek...
200. yarışına 1994 Kanada’da çıkan rahmetli İtalyan pilotun kullandığı Sauber’in yan kapağında kutlama yapılıyor “In bocca al lupo” “İyi şanslar demek…

De Cesaris 1994 fırsatlarını değerlendiremeseydi, şu an 200’ler klübü içinde yer alamayacaktı belki de (Sauber ile çıktığı ilk yarış Kanada 200’ler klübü kapısını açmıştı kendisine).

14) Gerhard Berger

Kendi evi 1980 Avusturya GP’sinde yani kendi evinde ATS’nin ikinci arabasını kullanarak kariyerine başlayan Berger’in sezonu, İtalya GP’si ardından aracın dayanıksızlığından gına gelen Manfred Winkelock’un takımdan ayrılmasıyla kalan tek pilot olarak devam edecekti. Kaderin bir cilvesi olarak sezon bittikten sonra BMW’si ile takla attığında, arkasındaki araçta seyreden cerrahlar tarafından hastaneye yetiştirilmeseymiş; belki de Formula 1 camiasında ismi hiç bilinmeyecekti bile. Ancak şimdiki hayatımızda 80-90’lı yılların en büyük takımları Ferrari, McLaren ve Benetton’da yarışmış (kariyer çizgisi ATS, Arrows, Benetton, Ferrari, McLaren, Ferrari, Benetton olarak seyrediyor), henüz ikinci tam sezonu 1986’da Benetton ile Meksika’yı kazanmış, Prost ve Senna gibi pilotlarla takım arkadaşlığının yanında Senna’nın gerçek bir dostu olan; eğlenceli bir kişilik olarak biliyoruz Berger’i.

berger

Gelişim çizgisinde de Berger’in 1988 yılında Ferrari kullanana kadar yükselişini, 1990-1991-1992 yılında McLaren kullandığı günlerde kariyerinin zirve dönemlerini yaşadığını, 1993’te Ferrari’ye geçişte tekrar bocalamasına rağmen hemen ardından toparladığını görmekteyiz. 1988 ve 1993’te sezonu üçüncü bitiren (en büyük şampiyona başarısı) Avusturyalı pilot kariyerinin en yüksek puanı olan 157 ise 1990 ve 1992 senelerinde McLaren ile toplamıştı (sırasıyla  ve 5. bitirdi sezonu). 1997 yılında bu sefer Benetton ile yükselişe geçtiği zaman emekliliğini açıklayacaktı Berger Yoruldum ve artık aileme zaman ayırmak istiyorum. Ama ilginç bir teklif gelirse tekrar dönebilirim. sözleriyle ancak 2000 yılında BMW’nin Formula 1 operasyonlarının başında dönerken, bir süre Toro Rosso’nun ortaklığını da yapacaktı. 1984 yılında ATS’nin, 1985 yılında Arrows’un BMW motoru kullandığını ve buna ek olarak Toro Rosso’nun büyük ölçekli sahibi Red Bull’un motorsporları şefi Helmut Marko’nun Berger’in kariyer başlangıcında menejerliğini üstlendiğini belirtelim ki hikaye daha da ilginçleşsin.

15) Nelson Piquet

Dönemin Brezilya sağlık bakanlarından birinin oğlu iken Amerika’da okuduğu dönemlerde motorsporları ile uğraştığı duyulmasın diye annesinin kızlık soyadı Piquet’i kullanan ve ardından tüm karşı çıkışlara rağmen Formula 1 hedefi için direksiyonu bu sefer Avrupa’ya kırmıştı Nelson Piquet Souto Maior. 1978’de İngiltere F3 şampiyonasını kazanırken; sezon bitmesine 5 yarış kala Ensign ile başlayan kariyeri BS Fabrications ve 1985 yılına kadar kalacağı Brabham’a geçmesiyle başlayacaktı (Bernie Ecclestone sırt Piquet için 3. araba yarıştırmıştı).

piquet

Sezon sonuçlarına baktığımızda 1980’de 2. ve 1981’de şampiyon, 1983’te şampiyon, 1986’da 3. ve 1987’de şampiyon, 1990’da ise 3. olan Piquet’ın puan grafiğinde ise 1987’de şampiyonluğu elde ettiği Williams günlerinde en çok puanı topladığını görebiliriz.  Ancak Brezilyalı pilotun kariyeri 1988’de Lotus’a geçmesiyle dip yaparken, son 2 senesini geçireceği Benetton sadece eski günlerine selam çakmasına neden olmayacak; ayrıca 200’ler klübüne sokacaktı pilotumuzu.

16) Jean Alesi

Pilotları Michele Alboreto’nun yerine arayışta bulunan Ken Tyrrell (hikayemiz özetle şu: Alboreto şahsi sponsoru Marlboro sayesinde neredeyse desteksiz halde yarışan Tryrrell koltuğuna oturur ancak yeni şasiyi kullanamama gerekçesi ile takımı boykot eder. Tyrrell da gider sezonun devamında Camel ile anlaşır. Sonucunda ya Marlboro ya Tyrrell’ı bırakma arasında kalan Alboreto, Larrousse’a geçmek zorunda kalır.) o günlerde takımını F3000’de yarıştıran Eddie Jordan’ın tavsiyesi ile şampiyonayı lider götüren Jean Alesi’ye Formula 1 şansı tanır. Fransız pilot  4. olduktan sonra anında 1989’un devamında ve 1990-1991 sezonlarında Tyrrell’da kalması için imzalar da atılır. Yarıdan başladığı ilk sezonunda hem F3000 şampiyonluğunu, hem de Formula 1 şampiyona 9.luğunu elde ederken, başarıları 202 etkinlik/201 startı kapsayacak 11 sezonluk bir maceraya dönüşür.

alesi

Grafiğinde de farkedebileceğimiz Tyrrell’daki yükselen başarısı 1990 yılının ortasında (ki Amerika ve Monaco ikincilikleri var) Alesi’ye hem Williams, hem de Ferrari koltuk tekliflerini getirirken; içinde İtalyan kanı taşıdığı için (Sicilya doğumlu) Ferrari’yi seçer 1991 yılından geçerli olmak üzere. Her ne kadar Ferrari eski günlerinde olmasa da (Prost’un kamyon tabirini hatırlayacaksınız) İtalyan takımda bile grafiğini yüksek tutmaya çalışır ve hatta ilk (ve tek) yarışını 1995 yılında kazanmayı başarır. Kariyer zirvesinde ise Alesi’nin halen Schumacher’li 2 şampiyonluğun (1994-1995’te Benetton ile ipi göğüsledikten sonra Ferrari’ye geçme kararı almıştı Alman pilot) etkisini yaşayan Benetton varken; eski şampiyonun grafik düşerken Alesi de epey etkilenmiş 2000 yılına kadar (1998-1999 Sauber, 2000 Prost, 2001 15 yarış Prost ve kalanları Heinz-Harald Frentzen yerine Jordan).

Jean Alesi'nin 200. yarışını eski patronu Eddie Jordan ile kutlamakta.
Jean Alesi’nin 200. yarışını eski patronu Eddie Jordan ile kutlamakta.

Kariyerinin 200. startını Amerika’da almanın ardından (hem de yeni sistemimize göre puanla dönüyordu) yerine Takuma Sato’nun (Honda motoru) getirileceğini öğrenen Alesi 10 Ekim 2001 günü (son yarış Japonya’dan önce, 37 yaşında) emekliliğini ilan etmiş. Şanssızlık bu olsa gerek, tüm sezon damalı bayrağı gören Fransız pilot Suzuka S’lerinde kontrolünü kaybeden o günlerin çaylağı Raikkönen’e çarparak yarış dışı kalmış.

17) Alain Prost

Yazımızı açarken de bahsettiğimiz üzere tarihin en baba Formula 1 pilotları arasında yer alan profesöru 199 start aldığı için 200’ler klübüne dahil etmek soru işareti ancak Alonso’nun 250. startı yerine 250. etkinliği kutlandığı için Rusya’da; etkinlik sayısını filtre olarak kullanma gereği duydum. Aradaki farklardan 2’si çaylak sezonu 1980’de Güney Afrika ve Amerika GP’leri sıralamalarında yaşadığı kazalar ve 1991 San Marino Grand Prix’inde yağmur altındaki formasyon turunda dışarı uçup yarış dışı kalmasıydı. İlk sezonunu geçirdiği McLaren’dan süspansiyon arızası nedeniyle (ki 1980’de 2 startı kaçırmasının nedeni süspansiyon kaynaklı olup, ilk olayda bileğini kırmıştı ve bir de Kanada’da arıza var) ayrılan Prost kariyerine 1981’de Renault’ta devam etti ve ilk zaferini de kazandı. Ancak 1983 şampiyonluğunu kaybetmesiyle takımdan kovulunca McLaren’a geri dönecekti: 1984’te başladığı 6 senelik McLaren sürecine sığan 2 sezon 2.liği ve 3 şampiyonluk, Senna ile meşhur dişediş mücadeleler. McLaren’da Senna ile ciddi rekabet takımın kendisine eşit davranmadığını belirtmeye kadar varınca 1990’da Prost için Ferrari yolu gözükmüştü. Kaderin bir cilvesi midir bilinmez, belki de gerçekten geçimsizdir ama daha önce Ferrari şampiyon olmayı hak etmiyor. McLaren kadar iyi yapılanmış değiller.  demesinin ardından 1991 Japonya’nın ardından kamyon benzetmesi ile son yarış Avustralya öncesinde kovulacaktı. 1992 yılında yarışamamasının karşılığını ise şahlanan atlardan yüklü miktarda tazminat alarak görecekti Fransız… 1990’da takım arkadaşlığını yaptığı ve arasının limoni olduğu Nigel Mansell yerine Williams’a geçtiğinde ise tarihin en teknolojik arabasıyla dehşet bir son şampiyonluk alıp emekli oldu Prost (hem de 1994 McLaren Peugeot günlerinde Ron Dennis’ten test teklifi almış, değerlendirmiş ama aktif pilotluğa geri dönmemişti).

prost

McLaren’in ünlü ve sayko aracı MP4/4’ü kullandığı 1988 şampiyonasında 301 puan kapması Prost’un kariyer olarak peak yaptığı nokta olsa da 16 yarıştan sadece en iyi 11’inin katıldığı puanlama sistemiyle şampiyonluğu kaybetmesi de ilginçti. Aslında toplamda 4 şampiyonluk kazanmış Prost’un kurallar 2010’daki gibi olsa neler döndüreceğini de merak ettim (mesela 1983’te şampiyon olabiliyormuş) ayrı bir yazı konusu yapılacaktır bundan.

REFERANS NOKTALARI

17 adet 200’ler klübü hakkında ayrıntıdan kaçınarak bilgiler verip, toplam kariyer puanlarını ve puan – sezon grafiklerini ortaya serdiğimize göre tarihte 200’ler klübü dışında kalan akla gelebilecek 3 referansımız; 4 şampiyonluk ile Sebastian Vettel, 3 şampiyonluk ile Lewis Hamilton ve direkman hepsiyle racon yarıştırabilecek 3 şampiyonlu Ayrton Senna’nın grafiklerini de vermek gerekir.

1) Ayrton Senna

162 Grand Prix’e katılan ve 161’inde start almayı başaran Ayrton Senna’nın puansız geçen 1994 sezonunu grafiğe hiç dahil etmeme gereği duydum. Hesaplarıma göre Brezilya efsanesi 1859.5 puana sahipken, ilk sezonu 1984 haricinde toplamda 100 puanın altına düşmemiş. Ancak 1988’de alınan tüm puanlar 2010’a göre verilseymiş Prost’un 26 puan gerisinde şampiyonayı bitireceği de gözden kaçmıyor.

SENNA

2) Lewis Hamilton

Kariyerinin başladığı 2007’de Alonso ile dibine kadar mücadele ettikten sonra şampiyonluğu Raikkönen’e kaptıran, 2008’de ise Massa’ya karşı son turda zafer kazanan Lewis Hamilton’un 2013’e kadar aldığı sonuçlarda özellikle aşırı sert geçişler McLaren’in gidip ve gelmelerini de gösteriyor. Mercedes ile de hemen hemen McLaren ile olduğu yerde başlamış diyebiliriz kariyerine ama bir sezonda 384 puan (tabi ki Abu Dhabi’nin çift puanlı olması sebebiyle) dehşet büyük. İngiliz pilotun 164 startı ve yeni hesaplara göre 2188 puanı var. Ayrıca merak edenler için Hamilton 2007’de Alonso’nun 1 puan gerisinde sezonu 3. kapatmaktaymış puan sistemi günümüzle aynı olsaymış. 2008’de ise Hamilton Massa’nın önünde yer almaktaymış.

HAMİLTON

3) Sebastian Vettel

Hamilton’un aldığı 394 puana büyük demiştik ancak Sebastian Vettel’de dağ gibi 397 puan var ki Alman pilotun kariyerine 2007’de tek yarışlığına kullandığı BMW Sauber ve ardından 7 yarışlık Toro Rosso tecrübesiyle başladığını hatırlatalım. 2008’de de İtalyan boğası ile yarışan o günlerin genç pilotu; ana takım Red Bull’a geçtiği 2009 sezonunun ikinci yarısından 2014’teki motor kuralları değişimine kadar kanatlanmış. Vettel’in hepsini başladığı 155 startı bulunurken şimdilik toplam puanı 2055.

vettel

GENEL TABLO VE SIRALAMALAR

Referanslarımızı da farklı bakış açısı kazanmak için koyduğumuza göre 17+3 pilotun 2010’dan beri kullanılan puanlama sistemine göre toplam kariyer puanları, gerçek hayattaki kariyer puanları, start başına her iki sisteme göre ortalama yarış başına kaç puan aldıklarını tabloya koyabiliriz (yeşil ile işaretliler referanslarımız);

TABLO2

Eğer tablodan yola çıkarak Excel’in gücü ile pilotları sıralarsak eğer çok ilginç sonuçlar elde edeceğiz.

1) Toplam Kariyer Puanı – 2010 Kurallarına Göre Toplam Kariyer Puanı Sıralaması

İlk önce belirtmeliyim ki açık yeşiller aktif referansları göstermekteyken, pempeler aktif pilotları ve son olarak koyu yeşil ise Ayrton Senna’yı belirtmek için kullanıldı.

tablo33Eğer Formula 1’in ilk günlerinden beri 2010 yılından beri geçerli olan (ilk 10’un puan aldığı sistem) geçerli olsaydı; 7 şampiyonluğa sahip Michael Schumacher 3890 ile erişilmesi güç bir rekora sahip olacak, Fernando Alonso özellikle Renault şampiyonluklarının kaymağını yiyecek, 3. sıraya da profesör Alain Prost yerleşecekti. Jenson Button ve Felipe Massa’nın uzun zamandır Formula 1’de puan potasında olmak sayesinde üst sıraları zorlayacağını ve aktif referans Hamilton/Vettel ikilisinin gelecekte Kimi Raikkönen ile sağlam şekilde kapışacağını çıkarabiliriz.

2) Start Başına Ortalama Puan Sıralaması

ortalama2

Ne kadar çok 2010 puanlama sistemine maruz kalırsanız eğer, o kadar çok sıra atlarsınız kuralını tabloda da görebiliyoruz. Normalde 7.112 ortalama puana sahip olmasına rağmen Alonso, tüm puanları 2010 kuralına göre hesaplandığında 10.584’e çıkarsa da başarısını genelde 3.lükten 1.liğe çıkıyor. Lewis Hamilton ve Sebastian Vettel ise kariyerinin önemli bir döneminde dominant araba kullanmanın hakkını cidden vermiş. Ricardo Patrese’nin ise yarış başına ortalama puan anlamında 2010 kurallarına göre en iyi İtalyan olduğu da gözükmekte.

Ayrıca referanslarımızı görmezden gelip 200’ler klübünü incelediğimizde; hangi dönemin pilotu olursanız olun düzenli puan alabilen bir pilot olduğunuz sürece siz yarışmayı bırakana veya iyi teklif bulamayana kadar rahatlıkla 200 yarışı bulabilirsiniz. Marlboro sponsorluğuda Michele Alboreto, kariyerinin ilk dönemlerindeki Crasheris lakabını üzerinden atamayan Andrea de Cesaris, 2000’ler yılı genç pilotlar füryasındaki Raikkönen-Alonso-Massa-Button olayı kanıtlayan bir örnek. Şunu da söylemek gerekir ki ortalama puanına göre her yarışta 10. olmuş diyebileceğim Andrea de Cesaris’e bakarak, günümüz Formula 1’inde kalıcı olmanın epey zorlu olduğu da söylenebilir. Eğer puan potasına girmekte zorlanan 2015 Sauber gibi bir takımda uzun süre takılırsanız, kendinizi gösterme fırsatınız kalmadığı gibi toplamda 100 yarışı görmekte zorlanabiliyorsunuz. Yazımda son olarak referanslarım dahil olmak üzere 20 pilotun sene tecrübesi-puan grafiğini paylaşacağım (ama üzerine tıklayarak büyütmeniz tavsiye edilir).

en toplu grafik

Tunç ARAS