Dome, Bir çocuğun rüyası

Her ne kadar bize uzak olsa da Japonya’nın çok zengin bir motorsporları tarihi var. Honda,Toyota, Subaru hemen ilk akla gelenler üreticiler. Bunlardan öte biraz derinlere gidersek karsımıza Dome çıkıyor. 70lerden beri bir şekilde sürekli motorsporlarının içerisinde yer alan ve az önce saydığımız büyük firmaların saygısını kazanan bir firma Dome. Firma Tokyo-Kyoto arasındaki Maibara hızlı tren istasyonuna (Japonya’nın meşhur Shinkansen’i) yürüyerek 5 dakikalık mesafede olunca ben de bu fırsatı kaçırmadım ve firmayı ziyaret ettim.

Dome’un Japonca kelime anlamı “bir çocuğun rüyası”. Hikaye, Minoru Hayashi’nin hayallerini gerçekleştirmek için 1965’te Honda S600’ü biraz modifiye ederek bir araba üretmesiyle başlıyor. Fakat o zamanlar projesine alıcı bulamayınca hayallerini on sene ertelemek zorunda kalıyor ve Dome Zero’yu üretiyor. Araba ilk bakışta martı kanatlarıyla sanki gelecekten gelmiş gibi görünüyor. O zamanlar böyle bir arabanın yapılması gerçekten inanılmaz, etkilenmemek mümkün değil.

Dome Zero
Aracın içi, direksiyonun hemen sağında kontrol düğmeleri mevcut

Dome Zero aracı o zamanki söylentilere göre Japonya’da gerekli testleri geçemediği için federasyon tarafından yarışmasına izin verilmemiş. Neden diye sorduğumuzda ise açıkçası çok açık bir cevap alamıyoruz. Fakat Hayashi buna rağmen yılmayarak Dome P2’yi üretiyor. Dome Zero’nun eksikliklerini gidererek üretilen bu yeni araba firmanın Le Mans sahnesine çıkmadan önceki son adımı.

Dome P2

Fabrikada sergilenen diğer etkileyici araç ise Dome F105. Dome’un Formula 1 modeli F105 90ların ortasında gelistirilmis. Araçla yapılan tüm testler çok iyi sonuçlar verse de ne yazık ki o zamanki motor tedarikçisi Mugen ile yaşanılan sorunlardan dolayı proje yarım kalmış ve araç hiçbir zaman bir yarışta start alamamış. %100 Japon bir Formula 1 takımının hayali de bu projeyle birlikte son bulmuş. Aracın Suzuka testlerinden bir video, izlerken biraz Japonca da öğrenebilirsiniz.

                     Dome F105

F1 modelinin hemen yanında ise F4 modeli F110 bulunmakta. Daha önceki “FIA Onaylı F4 Serileri” yazımızda bu araçtan ayrıntılı olarak bahsetmistik (http://f1grid.com/?p=1785).

Dome F110

F110’un hemen arkasında ise bambaşka bir model bulunmakta, Dome’un iki tekerli modeli Black Buffalo. 1985 yılında karbon şasi ve swingarm kullanarak yapılan bu model daha çok karbon fiberin doğasını anlayabilmek için bir test olarak üretilmis. Belirli sürüş testlerinden ve Suzuka 8 saat yarışından sonra da şirketin müzesindeki yerini almış.

Black Buffalo

Gözümüze çarpan diğer iki araç ise Caspita ve Daihatsu X-021. Bir spor araba üretmek isteyen Daihatsu, sıfırdan baslamak yerine Dome’un kapısını çalmış ve kendilerine özel bir araba tasarlaması için Dome ile anlaşmış.

Daihatsu X-021

Caspita ise yine otuz yıl öteden gelmiş gibi görünen tasarımıyla bizi büyülüyor. O zamanlar bu araba için “yolda giden F1 aracı” diyorlarmış. Arabanın tasarımını ve çizgilerini görünce bu deyişe kesinlikle hak veriyoruz.

CASPITA

Bizim şassızlığımız, şirketin Le Mans modeli S102.5’i, araç bizim ziyaretimiz sırasında baska bir fuarda sergilendiği için göremedik. Aracın kendisini göremesek de S102.5 ve Strakka Racing ile birlikte geliştirilen S103’ün çeşitli rüzgar tüneli modellerini görme şansımız oldu. Tüm bunları incelerken dikkat ettiğimiz nokta ise Dome’un Ar-Ge’ye verdiği önem. Aracın üzerindeki en ufak detayı dahi bilgisayar simülasyonlarında modelledikten sonra hemen rüzgar tünelinde test etmişler.

Rüzgar tüneli modelleri

Ziyaretimizin son kısmında Honda Civic TCR modelini görme şansımız oldu.Şirket bu projeyi adeta bir ısınma olarak görüyor çünkü uzun zamandır fabrika kendi takımıyla yarışmamış ve bunun için yeni bir ekip kurulmuş. Amaç bu araçla Super Taikyu Endurance Series’de tekrar tecrübe kazanmak ve ilerleyen yıllarda uluslararası yarışlara hazırlanmak, özellikle Le Mans 24’e.

HONDA CIVIC TCR

Şirketin kurucusu Hayashi emekli olmaya karar verdiğinde Dome’u da kapatmak istemiş. Şirketin şimdiki yatırımcıları ise Hayashi’yi ikna ederek Dome’u devam ettirme kararı almışlar ve şu an firmayı Dome 2.0 diye adlandırıyorlar. Fakat ne yazık ki bu süreçte şirketin rüzgar tüneli Toyota’ya, karbon fiber üretim tesisleri de Toray’a satılmış. Yeni yatırımcıların ilk işi de şirketi yeni binasına taşımak olmuş.

Şirketin yeni yatırımcıları Dome’un şimdiye kadar Japonya dışına pek açılamadığının farkında. Dome 2.0 için kendilerine koydukları bir hedef özellikle Asya pazarında tek koltuklu yarış serilerinde lider firma olabilmek. Formula E için de bir konsept üreten şirket, şartlar değişince konseptini geri çekmeye karar vermiş ve ihaleyi Dallara kazanmış. Başka kaynaklardan okuduğumuz kadarıyla Dome, tasarımına başkalarının müdahale etmesini istemediği için çekiliyor.

Dome 2.0’ın planları arasında yeni bir rüzgar tüneli var. Şirket hızla büyümeyi hedefliyor. Yeni dönemdeki en büyük hedefleri ise 5 sene içinde Le Mans’ta podyuma  çıkabilimek. Çünkü şirket tarihinde bunu henüz başaramamışlar.

Bir dedikoduya göre de Dome, Honda’nın desteğiyle LMP1 sınıfında yarışacak ve pilotları Fernando Alonso ve Jenson Button olacak. Geçen haftaki Super GT Fuji yarışının spikerleri de padokta çok ciddi söylentilerin dolaştığını belirtti (alttaki videoda). Bu iddia gerçekten bir rüya gibi şu an, özellikle Porsche’nin de LMP1 sınıfından çekilmesinden sonra. Şirketin Le Mans 24 podyum hedefi, Alonso’nun Indy 500 ve Le Mans 24 kazanma hedefi ve Button’ın F1’den sonra Honda ile yakın ilişkileri… Neden olmasın!!

Oltan İzmirli