Zaman makinesine sahip olduğumuzu varsayıp 2009 Aralık ayına ışınlanalım… Mekanımız Circuito de Jerez’de genç pilot testleri düzenleniyor Aralık ayının ilk 3 günü. 2008 senesinde sezon içi testler 30000 km ile sınırlandırılırken, 2009 sezon içi testleri yasaklanmış ve kilometre sınırı 15000 km’ye düşürülmüş. FIA testlerin kısıtlandığı bu çerçevede genç pilotlara tecrübe kazandırmak için ayarlamış söz konusu 3 günü. 9 takım 2009 model araçlarıyla katılıyor, 3 Grand Prix’ten az yarışa katılmış 20 genç pilot bunları kullanacak.
2009’un takımlar ve pilotlar şampiyonu Brawn GP testlerden yaklaşık 1 ay önce Mercedes tarafından satın alınsa da Jerez’de satın alınmadan önceki haliyle yer alıyor. BGP 001 aracında 2 tane genç pilot bulunduracak… İlki 2006 İngiltere F3 şampiyonu olduktan sonra Honda’nın test pilotu kadrosuna dahil edilen ve 2007-2008’de bu görevi üstlenmiş Mike Conway. İkinci pilotumuz ise 2007 İngiltere Formula BMW şampiyonu ve 2009 Japonya F3 şampiyonu sıfatını taşıyan ve adını günümüzde daha sık duyacağımız İsveçli pilot Marcus Ericsson.
Conway’in testlerde görevi aerodinamik gelişim ve farklı ayarları test etmek üzerine kuralı klasik bir test pilotluğu iken Ericsson’unki 3 gün boyunca Formula 1 arabasıyla ilk tecrübesinde arabaya alışmak ve Formula 1 takımının karışık atmosferi hakkında bilgi almaktı. 3 gün boyunca BGP001’i sabah Conway kullanırken, Marcus aracı öğle tatilinden sonra alıyordu. İlk gün Conway’in en hızlısı 1:19.920 olan 58 turuna karşılık, Marcus’un derecesi 50 turda 1:20.333’tü… İkinci gün Conway en hızlısı 1:20.222 olan 83 tur atarken Marcus’un attığı 37 turun en hızlısı olan 1:20.440; tecrübeli bir test pilotundan 0.2 saniye yavaştı. Testin son gününde ise Conway’in 77 turunun en hızlısı 1:19.096 iken Marcus 49 turun ardından 1:19.382 ile günü bitiriyordu. Toplamda atılmış 136 zaman turu ve süper lisans almaya yetip de artan 602.208 km’lik kat edilen mesafe… 19 yaşında genç bir pilot için mükemmel bir tecrübe olmasının işin önemli tarafıyken, grid’in en iyi arabasını kullanmak ve derecelerde ortalamayı tutturmak testlerin tuzu biberi.
Takım patronu Ross Brawn 2009 genç pilot testlerini “Mike ve Marcus çok sağlam iş becerdi Jerez testlerinde bu hafta. Test edilmesi gereken birçok şeyin olduğu yoğun bir programda pilotlarımızın teknik katkıları oldukça başarılıydı. Daha önce katıldığı testler sayesinde Mark’ı tanıyorduk ve geri bildirimleri alıştığımız derecede başarılıydı. Marcus ise yaklaşımı ve geri bildirimleriyle; Formula 1 arabasıyla geçirdiği ilk hafta olmasına rağmen gayet olgun bir görünüm çizdi.” şeklinde yorumlamıştı. Brawn cephesinden gelen övgülerden sonra Marcus’a mikrofonu uzatınca “Formula 1 arabası kullanma hayallerimin gerçekleştiği, oldukça heyecanlı bir hafta oldu. Böyle profesyonel bir takım için çalışmak benim için muhteşem bir tecrübe ve Brawn-Mercedes ikilisine bana verdiği şans için minnettarım. Araba tek kelimeyle şahaneydi. F3 makinalarından en büyük farkı frenleme güçleri… Ancak hemen alıştığımı düşünmekle beraber, kaydettiğim ilerlemeden mutlu olduğumu söylemeliyim.” cümlelerini duymuştuk. Tüm övgülere rağmen Jerez testlerinden sonra Brawn GP takımının aracını kullanan 2 pilot çok farklı yerlere dağıldılar Formula 1’den… Mike Conway 2009 sezonu boyunca Indycar’da yarışmıştı zaten ve 2013’e kadar bütün kariyerini arka sıralarda dolanmakla geçirdi. Geçtiğimiz sezon LMP2 sınıfında G-Drive Racing’ın Oreca şasisini tüm sezon kullandı dünya dayanıklılık şampiyonasında.
Marcus Ericcson ise 2009’un sonlarında GP2 Asya ile başladığı Formula 1 alt kategorisi macerasını günümüze kadar sürdürdü… 2010’da dönüşümlü yarışan 2 takım arkadaşı Luca Filippi ve Josef Kral’ın önünde sezonu tamamladı. 2011’de takım arkadaşı Sam Bird sezonu 6. sırada bitirirken, onu 4 sıra geriden takip etti. 2012 sezonunda beraber yarıştığı Jolyon Palmer’e büyük bir üstünlük kurarken; geçtiğimiz sene sezonu 6. kapatırken takım arkadaşı Stephane Richelmi’nin sadece 2 sıra önündeydi. Günden güne ilerleyen bir performansa sahip olsa da şampiyonadaki en yüksek konumu DAMS takımıyla aldığı 6 bu altıncılıktı… Biri ilk sezonunda alınmış, 3 zafer ve yanlış saymadıysam 13 tane podyumla vasat bir performans sergilemişti Ericsson. Formula BMW günlerinde aldığı 7 zaferin dahil olduğu 13 podyumdan, Japonya F3’te aldığı 5 zaferin dahil olduğu 11 podyum kadar sağlam değildi sonuçları (Japonya F3’ü takip ederken 2009 sezonunda 6 tane İngiltere F3 yarışına da katılıp ardı ardına gelen 2 zaferin dahil olduğu 3 podyuma sahip olduğunu da not edelim).
Şimdi zaman makinemizi ayarlayıp günümüze dönebiliriz Marcus Ericcson’u takip ederek. Uzun süre GP2’de yarışırken Formula 1 koltuğu bekleyen 2 Eylül 1990, Kumla doğumlu İsveçli pilotun ismi Brawn GP ile katıldığı Formula 1 testinden 4 sene geçmesinden sonra camiada tekrar yankılandı. İtalyan Autosprint dergisinin 25 Kasım 2013 günü yaptığı haberde Caterham takımının 2013 pilotları Charles Pic ve Giedo Van der Garde’yi kovacağı ve Marcus’un olası pilotlardan biri olduğu belirtilmişti. 3 Ocak 2014 günü aynı dergide çıkan haberde Caterham’ın pilotlarına henüz karar veremediği ve patron Tony Fernandes’in 2013 pilotları ve Marcus’un yanında pistlerdeki en iyi kamikaze Kamui Kobayashi ile pazarlığa oturduğu yazılmıştı. 15 Ocakta aynı haber “Kamui Kobayashi dönmeye yakın.” denilerek tekrar postalandı. 17 Ocakta Kamui Kobayashi’nin Formula 1’e Caterham ile dönmesinin kesin olduğu Roberto Chinchero isimli İtalyan gazetecimiz kaleme alırken; Marcus Ericsson’un da arkasındaki maddi desteğiyle 2. Caterham koltuğuna oturduğu ortaya konulmuştu. Ve bingo! 21 Ocak 2014 günü Caterham takımının merkezi Leafield’e takımın destekçilerinin, sponsorlarının ve gazetecilerin katıldığı büyük bir basın toplantısında Kobayashi ve Ericcson’un 2014 yılında Caterham’ın yarış pilotları olacağı duyuruldu. Takımın 2013 performansının ve 2014’teki planların masaya yatırıldığı toplantıda takım sahibi Tony Fernandes konuşurken; arkasında teknik patron Mark Smith ve takım patronu Cyril Abiteboul’un yanında 2014 Caterham’ın direksiyonunda bulunacak Kobayashi-Ericcson’a ek olarak test pilotu Hollandalı Robin Frijns de yerini almıştı.
Ancak Caterham 2014 pilot kadrosunu açıklaması Cateham haberlerini sonlandıramamıştı. Autosprint 3 Ocak’ta Caterham kadrosu hakkındaki gelişmeleri dile getirirken Marcus Ericsson’un “GP2’deki felaket sezona rağmen ekonomik destek bulması” olayına da değinmiş, 17 Ocakta Marcus’un Formula 1 koltuğuna oturacağı haberi yapıldığı zaman “İsveçli pilota arkasındaki ekonomik destek, pazarlık zamanı katkıda bulundu.” cümlesi kullanılmıştı. Miktarı neydi peki Marcus’a verilen sıcak para desteğinin? İşte bunu pilot kadrosunun “resmileştiği” günden 48 saat sonra Finlandiyalı Turun Sanomat gazetesinin yazarlarından Heikki Kulta’nın kaleminden öğreniyoruz: İsveçli sponsor sayesinde Caterham’a gelecek 100 milyon İsveç kronu yani 11 milyon Euro, yani anlayabileceğimiz dilde 33 milyon 900 bin Türk lirası.
Her ne kadar paranın miktarı belirtilse de Caterham’ın internet sitesindeki Partners bölümünde bir İsveç firması göremediğimiz için sadece fikir yürütebiliyoruz. Yazımı kaleme alırken Marcus’un Formula BMW günlerinden, F3 günlerinden ve GP2 günlerinden resimlere bakmıştım; doğal olarak sponsorlara da… Marcus’un adına Formula BMW’de ve İngiltere F3’te yarıştığı Fortec Motorsports‘un gümüş-turuncu arabasının yanlarında Olsbergs isimli firmanın (100 yıllık tarihe sahip İsveç kökenli bir döküm firması, elektro-hidrolik sistemler ve uzaktan elektronik kontrol sistemleri üreticisi) kocaman logosunu görebiliyorduk. 2010’da GP2 takımı Super Nova Racing’te, 2011 ve 2012’de iSport International’da İsveçli pilotumuzu takip etmişti söz konusu firma. 2013 senesinde DAMS takımında ise farklı bir İsveç kökenli sponsorla karşılaştık; Volito Aviation ticari jet satan ve kiralayan bir firma… Kariyeri boyunca ülkesinden sponsorluk desteği almış Marcus’un Formula 1’de de desteklenecek olmasını düşünmek mantıklı geliyor insana, potansiyel 2 destekçimizi belirtmiş olduk.
Şimdi Caterham’ın 2014 model arabası CT05’i tanıttığı ve yeni kadrosunun piste ayak bastığı günümüz tarihlerine geri dönelim. Marcus Ericsson, ilk Formula 1 testinden 4 sene geçtikten sonra katıldığı ilk resmi Formula 1 etkinliğinde CT05’in tekerleklerini piste değdiren ilk pilot oldu; Jerez testlerinin ilk gününde attığı “ayarlama turu” sayesinde. Yaptığı açıklamada “Formula 1 pilotu olarak ilk turumu attığım için çok gururluyum ve arabayı Jerez testlerinin ilk gününe yetiştirmek için çaba gösteren takımıma teşekkür ediyorum.” derken paspas’a benzeri ön kanada sahip yeşil makinası için “İnsanların arabanın tipini beğenip, beğenmemesi benim için önemli değil. Ne kadar hızlı olduğu önemli.” sözleriyle ilk düşüncelerini belirtmişti. Takım patronu Cyril Abiteboul ise yeni pilotu için “Etrafında dönen tonlarca olay içinde Marcus’un bu kadar sakin olabildiğini görmek çok iyiydi. Bütün gün oldukça pozitifti ve ‘Araba hazır, kullanabilirsin.’ Dediğimizde de ilk turunu atarken sakinliğini koruması; gelecek için iyiye işaret.” övgülerini kullanıyordu.
Jerez Testlerinin ikinci gününde direksiyon tekrar Marcus Ericsson’daydı ve bu sefer Caterham 11 tane zaman turu atabilmişti İsveçli pilot. 2014 motorunun davranışlarını basamak basamak tanımak amaçlanmıştı, ancak oluşan bir yazılım sorunu nedeniyle program hesaplandığından geç başladı ve muhtemel bir ERS sorunu yüzünden attığı turlar sınırlı sayıda olabildi. Ancak Caterham 11 tur ile Renault motorlu diğer araba Red Bull’dan 3 tur daha fazla atabilmişti.
Testin 3. günü arabanın direksiyonu Robin Frinjs’e emanet edilirken takımın attığı 10 turun hepsi “ayarlama turları” niteliğinde ve zaman tutulmayan turlardı. Caterham testin bu gününde de Renault’un 2014 güç ünitesini adam etmeye çalışarak geçirmişti. Parça değişimleri ve ardından gelen “piste sokup çalışıyor mu bakalım?” tarzında klasik bir test programı. Marcus ise takım merkezi Leafield’e dönüp simülatörde çalışmaya başlamıştı bile. Nihayet testin 4. ve son gününde Caterham dayanıklılık sorunlarını çözmüş ve Kamui Kobayashi pilotajında 54 tur atabilmişti. Takım patronu Abiteboul zor ve ilginç bir hafta geçirdiklerini, Kamui, Robert ve Marcus’u piste çıkarabildiklerini; her ne kadar Robert ve Marcus sınırlı sayıda tur atsa da; pilotlarının takıma olan uyumundan memnun olduğunu belirtmişti.
Marcus Ericsson’un Brawn GP ile yaptığı Jerez testinden, kariyer ayrıntılarına ve 4 sene sonraki Formula 1 pilotu olarak attığı ilk tura geçmiş olduk ve aynı zamanda Caterham’ın Jerez testinde yaşadıklarına kısaca değindik. Yazıma son noktayı koymadan küçük ayrıntıları da dökelim. Jerez testleri öncesi kulislerde dolanan Autosport kökenli bir söylentiye göre İsveçli pilotumuzun Caterham’da sezon boyunca yarışacak olması garanti değildi. Alt serilerdeki kariyeri şahane (2009 Avrupa Formula BMW 3.lüğü, 2010’da şampiyonluk, 2011 Formula Renault 2.0 şampiyonluğu, 2012 Renault 3.5 şampiyonluğu… Bunlara ek olarak 2012-2013’te Sauber genç pilot testlerinden atılan turlar, Sauber yedek pilotluğu) olan Robin Frijns Caterham simülatöründe attığı turlarla Tony Fernandes’i “Pistlerdeki en heyecan verici genç pilot.” diyecek kadar etkilemiş. Autosport takımın hangi pilotu yarıştıracağına Jerez testleri sonrası performans analizi yaparak karar vereceğini söylerken; Marcus ve Robin ne yazık ki karşılaştırma yapacak kadar tur atamadılar. Ayrıca 2 Şubat 2014 günü ise Robin 2014’te yarış planının olmadığını ve cuma antrenmanlarının ilk seanslarından bir kaçında piste çıkmayı da kapsayan “yedek pilot” görevine odaklanacağını belirtti. Bunlar söylentiyi geçersiz kılan nedenler.
Testlerde Caterham pilotlarına dikkatli bakanlar 3 pilotun giydiği yarış tulumlarının fabrikasyon ve beyaz renge sahip olduğunu fark etmiştir. İngiliz takımın testlerdeki sponsor azlığı arabaya sade bir görünüm getirmişti desen olarak ve tulumların beyaz olmasının da aynı nedenden ötürü olduğunu düşünüyorum. Marcus Ericsson’un getireceği paraların kaynağı olan İsveçli firmamızın logoları gelecekte tam bir takım tulumu yaratacaktır geleneksel İngiliz Yarış Yeşili renkte.
Eğer olağan üstü bir gelişme olmazsa Marcus Ericsson Formula 1’de yarışmış 10. İsveç kökenli pilot olacak. Pistlerde gördüğümüz en son pilot Ericsson henüz 1 yaşındayken 1991 sezonunda AGS ve Footwork (Arrows) takımlarında 6 yarışa katılmış ve biri harici hepsinde sıralama turları barajına takılmış Stefan Johansson’du. GPUpdate.net sitesi Marcus ile yaptığı güncel bir röportajda 24 yıllık aralığın kaynağını sorduğunda “İsveçli pilotlar arasında çok yetenekli olanlar var. Ancak 1978’de Ronnie Petterson’un geçirdiği ölümlü kaza ulusumuzu çok etkiledi. Ayrıca Formula 1’den emekli olan bir pilotun, genç bir vatandaşına yardım etmesi olayı Finlandiya’da varken; bizde yok.” cevabını almıştı.
Pilotlara verilen numaraların sabit kalma kuralının başladığı 2014 sezonunda Caterham takımı pilotlarına 9 ve 10 numarayı uygun görmüştü. Marcus bu sayede “9 numaralı pilot” olarak anılacak kariyeri boyunca. Yarış pilotluğu yapacağı duyurulduğu an Marcus’un sezon boyunda kullanacağı kask deseni de sergilenmişti… Bell üretimi kaskın büyük bölümü İsveç bayrağından esinlenirken, “ME” şeklinde Marcus Ericsson’un logosu da fark ediliyor yanlarda. Söz konusu kask tasarımını İsveçli pilot üzerinde hiçbir değişiklik yapmadan kullanıyordu 2009 yılından beri.
1.75 boyu ve 72 kg ağırlığıyla Formula 1 pilotları standardına göre birazcık yapılı olduğunu söyleyebileceğim İsveçli pilot takım mühendislerinin “Birazcık kilo ver.” önerisini dikkate alarak İtalyan bir motorsporları uzmanı klinik ile beraber çalışarak kendini daha fazla forma sokmaya başlamış yaptığı açıklamalara göre. “Doğru seviyede olmak için klinikle beraber çalışacağım. Çünkü içerisi çok sıcak ve yüksek g-kuvvetlerine maruz kalıyorsunuz. 2 saat boyunca konsantrasyonunuzu korumanız lazım, iskelet olamazsınız. Tamam akşam yemeğinde veya öğlen hamburger yemeyeceğim ama her gün antrenman yapıyorum, bir şeyler yemek gerekiyor. FIA’nın Formula 1 arabalarının ağırlığını 10 kg arttırmaması bizim için kötü oldu. Böylece pilotun ağırlığı o kadar büyük bir sorun yaratmakla kalmaz, herkes daha eşit şartlara sahip olurdu. Ne yapabilirim? Ayağımı kesip atamam… 3 kilogram bu sporda tur başına 0.1 saniye demek ve Kamui benden 7-8 kilo daha hafif.” sözleri Marcus’un şikayetlerini de anlatırken; yazıyı yazdığım sıralarda boyun kaslarını geliştirmek için antrenman yaptığı fotoğrafı twitter’a koyarak yılmadığını da gösteriyordu aslında.
Yazımın ilk bölümünde zaman makinesine atlayarak geri döndüğümüz 2009 Jerez genç pilot testleri hakkında ilginç bir detay vererek yazımızı sonlandıralım. 9 takımdan 20 pilotun katıldığı testler; 7 tane pilotun Formula 1’e katılmasına ön ayak oldu. Aktif pilotlar Esteban Gutierrez (Sauber ile katıldı teste Sauber ile yarışacak), Jules Bianchi (Ferrari ile katıldı teste, Ferrari motoru kullanan Marussia direksiyonunda olacak 2014’te), Daniel Ricciardo (Red Bull ile katıldı teste, Red Bull ile yarışacak), Nico Hülkenberg (Williams ile teste katılmıştı, Force India kullanacak) olarak sayılan pilotlar arasına yazdırıyor kendini Marcus Ericsson 2014 gridinde yarışınca… Renault ile teste çıkan Lucas di Grassi ve Force India ile piste çıkan Paul Di Resta ise 2014 gridinde yer almayacaklar.
Tunç Aras
One comment
Comments are closed.