Motorsporları Teknolojisi 01 – Aşınmalar, Korumalar, Pitler: Pirelli Lastik Tartışması

Pirelli-logo

2013 Formula 1 sezonunun ilk 5 yarışını tek lastik üreticisi İtalyan Pirelli’nin yarışlara getirdiği farklı hamurlarda lastikler, bu hamurları kullanım konusunda oldukça farklı bakış açılarına sahip takımlar ve belirlediği ilginç stratejiler, sıralama turlarında muhteşem giderken yarış performansında büyük kayıp yaşayan arabalar, herkesten az pitstop yaparak zafer kazananları seyrederek fırtına gibi geçirdik. Taraftarların geneli için geçişler yapay olsa da çekişmeli bir sezon izliyoruz. Ama hiçbir zaman ana gündem maddesi değişmedi: Pirelli 2013 lastikleri.

17847
© Sutton Images

Sezonun ilk yarışı Avustralya Grand Prix’i öncesi yarışa süper yumuşak ve orta sertlikteki lastikleri getireceğini duyurmuştu Pirelli. Firma yaptığı açıklamalarda süper yumuşak lastiklerin aşırı hızlı aşındığını bilmelerine rağmen Avustralya’ya getirmelerinin nedeninden de bahsetmişti: takımları 2 veya 3 pitstop yapmaya zorlamak. Takımlar yumuşak lastikleri sıralamada kullanacaklar, yarış başladıktan neredeyse hemen sonra orta sertliğe geçiş yapacaklardı. Ki yarışa baktığımızda takımların geneli Pirelli’nin umduğu gibi 3 pitstop yapmıştı, Ferrari takımı Fernando Alonso’yu ikinci sıraya taşımayı becermiş; takımın 2. Pilotu Felipe Massa ise lastik değiştirmedeki yanlış zamanlamayla podyumu kaçırmıştı. Ama lastiklere kibar davrandığı tahmin edilen Lotus E21’i ile Kimi Raikkönen 2 pitstop’ta kalmayı başarmış ve galibiyeti almıştı, yarışa 7. sırada başlamasına rağmen. Yarıştan sonra Sebastian Vettel tarafından podyumun son basamağında temsil edilen Red Bull cephesinden ise “Lastikler çabuk aşınıyor, ben her tur zorlamak istedim.” “Yarıştan ders almamız gerek, daha nazik davranmayı öğrenmemiz lazım.” “Lastikler F1’deki en önemli etmen” tarzında açıklamalar gelmişti. Daha ilk yarışta savaşın tarafları belliydi.

17941
© Sutton Images

İkinci yarış Malezya Grand Prix’inde ise Pirelli’nin motorsporları sorumlusu Paul Hembery lastikler konusunda endişeli olan takımları sakinleştirmeye çalışıyordu “Önceki 2 sezonun 3 yarışında da benzer konuşmaları duymuştuk. Sezonun ortalarına gelene kadar şikayetler devam eder ancak takımlar lastikleri nasıl kullanacaklarını öğrenince duruma alışırlar. Eğer çok agresif veya çok muhafazakar olduğumuzu söyleyen olursa durumu tartışmaya açığız. Ama şimdi bir değişiklik yaparsak Lotus bundan mutlu olur mu? İyi durumda gözüküyorlar gerçekten, Ferrari de öyle. Belli bir grubun nazı yüzünden kötülüğe teşvik edilmemeye dikkat etmemiz gerek.” sözleriyle. Ardından yarışta yaşanan yağmur-kuru hava değişiklikleri, takım emirleri tartışmaları, Red Bull galibiyeti lastik tartışmalarının unutulduğunu hissettirmişti etrafa, her ne kadar Malezya’da takımların geneli 4 pitstop yapıp, kulislerde Pirelli’nin lastikleri aşırı şekilde aşınan bir tasarıma büründürdüğü söylenmeye devam etse de.

Screen-Shot-2013-05-08-at-16.11.09

Ancak 7 Nisan günü Malezya ile Çin Grand Prix’lerinin tam ortasında Lotus adına takımın teknik patronu James Allison tarafından Pirelli’nin daha fazla aşınan lastiklerini destekleyici açıklamalar gelecekti: “2013 lastikleri hakkındaki eleştirilere çok katılmıyorum. Çünkü geçen senekinden az bir miktar yumuşaklar ve yeni lastik yapısı lastiğin iç köşelerindeki kauçuklara ulaşmanızı daha zorlaştırıyor. Başka bir deyişle var olan kauçuk azaldıkça lastiğin genişliğinden geriye kalan kısmı yola temas ettirmek tamamen ustalık işi oluyor. Bazı takımlar geçen seneki kauçuklara dönme konusunda baskı yapıyor ama doğal olarak herkes kendisi için en iyi durumun gerçekleşmesini isteyecektir. Biz ise şimdiki lastiklerin yarışların eğlencesini arttırdığını düşünüyoruz, aracımız bu hassas lastikler ile başarılı olduğu sürece.”. Lotus E21’e yeni takılacak egzoz sisteminin düşük hızlı virajlarda yere basma kuvvetini arttıracağını ve böylece benzer karakteristikteki pistlerde lastikleri daha iyi koruyacağını da belirtiyordu. Yani Pirelli 2013 lastiklerine karşıt olan taraf, lastiklerin eski haline dönüşmesi için baskı yaparken; lastikleri koruma konusunda çok başarılı olan Lotus daha da iyi korumak için arabasını geliştirmeye devam ediyordu.

Sezonun üçüncü yarışı Çin’e geldiğimizde Pirelli’nin lastik kararları bu sefer yarış pilotları tarafından eleştirilmişti, özellikle cuma antrenmanları sonrası. Felipe Massa arabasının 2 farklı lastik türünde çok farklı davrandığını belirtirken, Lewis Hamilton yumuşak lastiğin Çin’e getirilmesinin kararının yanlış olduğunu söylemekteydi. Jenson Button ise lastik tartışmalarının dozunun artacağını “Daha önceki yarışta da şikayetler vardı ama burada aşırı fazlalaştı.” demekteydi.

© Getty Images
© Getty Images

Tekrar sözü alan Paul Hembery ise yumuşak lastiği getirme nedenlerini hatırlatıyordu pilotlara “Eğer orta sertlikteki lastik yapsaydı bu hareketi işte o zaman endişelenirdim. Evet, yumuşak lastik sıralama turları lastiği gibi. Yarışın Melbourne’de (sezonun ilk yarışı) yaşananlar gibi olacağını düşünüyorum. Yumuşak lastik çok büyük avantaja sahip olacak sıralama turlarında ve baştaki takımlar bu lastiği kullanmayı düşünecekler. Ancak yarış esnasında ilk 10 tur içinde pite girmek zorunda kalacaklar. 2 veya 3 pitstop yapacaklar” demeciyle. Ancak “sadece yaptığım işe, sürüşüme bakarım ben arkadaş” diyen bir pilot da vardı hafta sonu. Kimi Raikkönen “Yumuşak lastik daha fazla yol tutuyor gibi duruyor. Böylece bazı takımlar çok avantaj sağlarken, bazılarının avantajı o kadar büyük olmadı. Ama bütün sezonun kapsamını düşünürseniz her farklı yarış ve her farklı lastik türünde, herkesin avantajı farklıdır. İlk turda çok fazla zorlamak istersiniz ama size hemen ‘Ooo biraz rahat kullanmalısın.’ derler telsizden. Ancak yarışta neler olacağını bilemezsiniz. O yüzden sadece arkada çok büyük bir fark bıraktığınızda rahat ve sakin kullanırsınız. Ben genelde ilk turlar sert kullanırım, çünkü o zamanlarda daha kolay pozisyon kazanırsınız.” demişti basına.

Çin Grand Prix’i sonrası da Formula 1 basınındaki lastik karşıtları-lastik destekçileri-Pirelli-lastik karşıtları tartışma üçlüsü sona ermemişti. Red Bull takımından Christian Horner “Çok iyi performans gösteren ve hızlı bir arabaya sahibiz. Ancak aynı oranda lastiklere iyi davranamıyoruz. Arabamızın ayarını daha iyi yapmaya ve lastiklerden daha fazlasını almaya çalışacağız. Ancak sanmıyorum ki pilotlar için güçlerinin ancak %70’ini kullanmak çok hoş. Onlar her zaman zorlamak isterler, her zaman yapabildikleri kadar sert sürmek isterler. Yüzdelerle uğraşmazlar. Eminim ki Pirelli yetenekli bir firma ve bu sorunu ortadan kaldıracaktır.” açıklamasıyla yenilik talebini tekrar dile getirmekteydi.

İlginçtir Mercedes’in yöneticilerinden biri konumuna yükselen Formula 1’in kurtlarından Niki Lauda Barselona civarlarında Pirelli’nin lastik konusunu düşünüp, değişiklik yapabileceğini söylemişti de Çin esnasında. Paul Hembery Lauda’nın söylediklerini reddetmiş bir sonraki yarış Bahreyn’i inceledikten sonra karar verebileceklerini belirtmişti.

Her ne kadar anında “lastikleri değiştireceğim” demese de Pirelli yönetimi bir ara yol bulmaya da çalışacaktı, herkesi mutlu etmek için. Sezonun 4. yarışı Bahreyn Grand Prix’ine yumuşak lastik yerine orta sertlikteki lastiği getireceğini açıkladı firma, normalde de planlanan sert lastiğin yanına. İtalyan firma yetkilileri basına yaptığı açıklamada bu kararın pilotların yumuşak lastiği çok eleştirdiği Çin Grand Prix’i sonrasında değil, öncesinde takımlara danışarak alındığını da söyleyecekti.

© Sutton Images
© Sutton Images

Bahreyn haftasonuna geldiğimizde ise lastik patlamalı gündeme sahip bir turlar bütünü bizi bekliyordu. Cumartesi antrenmanlarında Mercedes pilotu Lewis Hamilton’un aracının sağ arka lastiği patlamıştı. Yapılan ilk incelemelerden sonra Pirelli Hamilton’un lastiğinin pistte bulunan bir parça sayesinde hasar gördüğü, bu parçanın ayrıca süspansiyona ve vites kutusuna hasar verdiği; Hamilton’un o an arkasında olan Caterham pilotu Giedo Van der Garde’nin de lastiğine metal parça saplandığı ve 10 cm yarık açtığını açıklamıştı. Yarış anında ise Ferrari pilotu Felipe Massa’nın lastiği tam 2 kere patlamıştı. Pirelli Massa’nın lastiğini incelerken ilk hasar aldığı zaman yüzeyinde bir kesik, ikinci hasar aldığı zaman ise yanaklarında kesik tespit etmişti ve şirkete göre bunun da nedeni dışarıdan gelen bir parçaydı. Ardından yarış sonrası Lewis Hamilton’un lastiğindeki hasarın bir parça yüzünden meydana gelmemiş olabileceği söylenerek, detaylı inceleme için Milano’daki Pirelli fabrikasında detaylı teste gönderilmesi kararlaştırıldı.

Bahreyn Grand Prix’ini yarışa ikinci başlayan Sebastian Vettel kazanmıştı hatırlarsanız, Kimi Raikkönen’in 9.1 saniye önünde. Ama takımın ikinci pilotu Mark Webber’in lastikleri yarış sonlarında performansını kaybetmiş ve Avustralyalı pilot ancak 7. sırada bitirmişti yarışı. Yeni lastiklere tepki vermeyi seçmişti Red Bull takımı zaferden sonra. Takım patronu Christian Horner açıklamasında ilk önce “Lastiklerin şahane olduğunu düşünüyoruz. Hiçbir problemimiz yok ve kalan yarışlara da bunların getirilmesini rica ediyoruz” diyerek tersten vursa da, kızgınlıkla ekliyordu “Hayır, lastikler çok uç noktada. Bir yarışta tam 4 pitstop’a ihtiyaç duyuyorlar ve bence bu sayı biraz fazla. Red Bull’dan daha fazla sorunu olan takımlar da bulunuyor lastik konusunda ve ancak bu durumu onlara sorduğunuzda öğrenebilirsiniz.” … Ki bu açıklama yarıştan sadece 1 gün sonra, 21 Nisan’da yapılmıştı.

25 Nisan’da ise Pirelli lastikler konusunda ikinci bir sürpriz karara imza atma kararı almıştı, Bahreyn’e getirilecek lastik çiftlerini değiştirdikten sonra. Firma sezonun ilk 4 yarışındaki lastiğin performansını değerlendirmiş, sert lastiğin yapısını değiştirme kararı vermişti ve bu konuda diğer takımların da onayını almışlardı. Sezon sonuna kadar yeni geliştirilmiş sert lastik korunacaktı ve 2012 kurallarına biraz daha yakındı bu lastikler. Tabi takımlar daha farklı stratejiler uygulayabileceklerdi birbirlerinden. Ama Pirelli sert lastiğin değişme nedenini takımların yaptığı baskı yüzünden değil, mevcut sert lastikler çok daha yüksek sıcaklıktaki pistlere göre tasarlanmış olmasından dolayı olduğunu savunuyordu. Avrupa pistleri daha soğuktuve sert lastik bu yüzden değiştirilmişti. Ayrıca ilginç bir durum da vardı aynı açıklamayı konu alan haberde Red Bull’un Pirelli ile beraber lastik değişimleri konusunda lobi yaptığı, 8 takımın ise bu duruma karşı çıktığı da yazılmıştı.

2013, Melbourne, Australian Grand Prix

“Biz en iyi pilotlara sahibiz, aynı zamanda en pahalılarına. Onlara bazı virajlarda çok yavaş gitmelerini söylüyoruz, bu çok zor oluyor. Mücadeleye zarar veriyor bu durum.” sözleri ise İspanya Grand Prix’ine yaklaşırken Helmut Marko’dan geliyordu, Red Bull’un verdiği en büyük tepkiydi. Ardından Lotus takımının formunu kıskandıklarını “Lastikler çok tahmin edilemez davranışlar içinde ve bazıları bunu daha iyi telafi edebiliyor bizden. Lotus her pistte en hızlı olabilir.” cümleleriyle ifade etmişti motorsporları danışmanı.

Tabi İspanya hafta sonuna günler kala takımların yeni sert hamur konusunda açıklama yapmamalarını beklemek komik olurdu. Lastikleri iyi koruduğu söylenen Ferrari cephesinden açıklamayı Felipe Massa yapacaktı. Brezilyalı pilot Pirelli’nin sert lastik kararını doğru karşılıyordu çünkü ona göre eski sert lastik bir sert lastik gibi davranmamaktaydı. Yol tutuşu düşüktü, aşınması orta sertlikteki lastikten bile kötüydü, yeni sert lastik eskisinden daha da iyi olmalıydı.

4 yarış boyunca 2013 lastiklerini kıyasıya tüm ekibini katarak eleştiren Red Bull cephesinden ise Sebastian Vettel yine mikrofonu almıştı. Felipe Massa’dan farklı olarak Vettel cuma antrenmanlarından açıklamasını yapacaktı “Lastiklerin Bahreyn’den biraz daha fazla yıprandığını görebilirsiniz. Bahreyn’de yıpranma her yere dağılıyordu ancak burada aracın sol tarafı herkes için dert. Yarışlarda lastikleri korumak zor olacak ve şu an kaç pit stop yapabileceğimizi tahmin etmek zor. Yeni lastik hakkında bir mucize beklemiyorduk zaten ve arada çok büyük bir fark olmadığı ortaya çıktı iki lastik arasında. Nasıl çalışacağını pazar günü göreceğiz ancak ben daha önceki yarışlar ayarında pit stoplar yapılacağını düşünüyorum.” olarak çevrilebilecek olumsuz cümleler bütünüyle.Paul-di-Resta_2942465

Yarış günü geldiğinde ise Pirelli’nin beklediği gelişmeler olmamıştı. Yarışı, “Arabayı %90 oranında zorladım” demeciyle Fernando Alonso 4 pit stop ile kazanmış, Kimi Raikkönen yine genelden 1 az pit stop yaparak podyumun ikinci sırasını elde etmiş, Felipe Massa ise podyumu tamamlayan kişi olmuştu. Yarışa gridin ilk çizgisinden başlayan Mercedes ikilisinde, yüksek aşınma ve yüksek lastik ısınmasıyla performans kaybı yaşayan Nico Rosberg 3 pit stop yapmayı başararak 6. sırada tutunabilmiş, Lewis Hamilton ise ikinci başladığı yarışı 4 pit stop ile 12. sırada bitirebilmişti.

Yarıştan sonraki gün ise James Allen’ın sitesinde belirttiği üzere 66 turluk yarış tam 77 tane pit stop’a sahne olmuştu. Yüksek derecede aşınan Pirelli lastikleri yüzünden yarış mühendisleri pilotlara bazı virajlarda sakin olmaları tavsiyelerini iletmişlerdi telsiz üzerinden. Hatta lastikleri iyi koruyan Alonso’yu bile uyarmışlardı sol ön lastiğe daha dikkatli davranması konusunda. Bunun yanında Bahreyn’deki gibi lastik patlatan pilotlar da görmüştük yarış haftasonunda. Paul Di Resta’nın arka sol lastiği cuma 2. antrenmanlarda lastiği yırtılmış ancak Force India pilotu arabasını lastik tek parça kaldığı için pite getirebilmişti. Her ne kadar Force India cephesinden açıklama gelmese de Pirelli aynen Massa ve Hamilton’un daha önce yaşadığı sorunlara benzer bir durumun Di Resta için geçerli olduğunu belirtmişti. Lastiklerin güvenirliliğini Sergio Perez de tartışıyordu ve muhtemel bir kazadan korkmaktaydı McLaren pilotu. Caterham pilotu Giedo Van der Garde de Bahreyn’i takip eden yarışta ikinci defa lastik sorunu yaşamıştı ki Perez ile aynı taraftaki lastikti bu. Sol arka lastiğini kaybeden Hollandalı pilot aracı pite kadar getirebilmiş ama arabası aşırı hasar aldığı için yarış dışı kalmıştı. Demek ki Pirelli lastikleri aşırı aşınmaya ek olarak, güvenirliliği tartışılan lastiklerdi de.

Aynı gün yani 23 Mayısta Red Bull takımı bu sefer en büyük perdeden, büyük patron Dietrich Mateschitz ile lastikleri eleştiri yağmuruna tutuyordu. “Herkes yarışta neler döndüğünü biliyor. Artık bu durum yarış anlamına gelemez. Sadece lastik koruma ve kollama konusunda bir mücadele seyrediyoruz. Gerçek araba yarışı böyle olmamalı. Ne arabamızdan, ne pilotlarımızdan maksimumu alamıyoruz bu şartlar altında. Artık ne gerçek sıralama turları, ne de gerçek yarışlar seyredebiliyoruz. Herkes lastiklerini korumakla uğraşıyor. Eğer arabamızdan en iyisini çıkarmaya çalışsaydık yarışta 8-9 pit stop görebilirdik, pistlere bağlı olarak. Bizim arabamız her koşulda Ferrari ve Lotus’un arabalarıyla mücadele edebilecek güçte. Ama yarış uzunluğunda lastikleri korumak tamamen farklı bir durum. Onları daha az aşındırmak için yapacak şeylerimiz olmalı.”.

Takım patronu Christian Horner da büyük patrona katılıyordu ve eleştiriler konusunda ayrıntı veriyordu: “Taraftarlar ve izleyiciler için kafa karıştırıcı bir durum yaşıyoruz. Sebastian Vettel’e ‘Kimi Raikkönen ile pozisyon için yarışıyorsun.’ dediğimizde bunu yapamıyorsunuz, savaşamıyorsunuz.”.

© Sutton Images
© Sutton Images

Alarm zilleri çalıyordu Pirelli için ve Paul Hembery sessiz kalamazdı artık. Yayımladığı ilk açıklamada ilk önce Pirelli’nin amaçlarının arabalara 2 veya 3 pitstop yaptırmak olduğunu söylemekteydi. Bu durumun tek istisnasının da ilk senelerinde (2011) Türkiye Grand Prix’i olduğunu eklemişti. Hızlıca bir değişiklik yapmaları gerekiyordu ve verdiği ilk tarih 28-30 Temmuz hafta sonunda koşulacak İngiltere Grand Prix’iydi. Ama bir önceki yarışa yani 07-09 Temmuz hafta sonundaki Kanada Grand Prix’ine de yetişebilirdi değişiklikler. Hembery’e göre Kanada Barcelona’daki pist kadar agresif bir pist değildi, arka sağ ve arka sol lastikler Barcelona’daki kadar çok zarar görmeyecekti.

pirelli twitterAma Paul Hembery’in açıklamasıyla alakalı çok ilginç bir yön de vardı. Uluslarası Formula 1 haber sitelerinden neredeyse bir gün önce Pirelli’nin hatalarını twitter’dan duyurmuştu. “Biz her zaman 2-3 pit stop sayısını hedefledik. Ama bugün çok fazla pit stop oldu. Yanlış yoldayız, çok agresif davrandık. Değişiklik yapmayı düşünüyoruz, belki Silverstone’da. Her zaman işler kolay olmaz. Şimdiki arabalarla test yapamıyoruz, sezon içi testler de yasak. Bizden Kanada 2010’u taklit etmemizi istediler, bizim de hep amacımız o oldu.” olarak birleştirilecek ardı ardına tweet’lerini hala görebilirsiniz.

Ayrıca 13 Mayıs günü Planet F1’de yayımlanan açıklamasında da “Değişiklik yaptığımızda tüm medya gelip bize ‘Red Bull için lastik geliştirdiler.’ diyecek. Lastikler değiştirilince eğer Red Bull 5 yarış kazanırsa ben ‘Evet 2 pit stop stratejisine geri döndük.’ derken, diğer takımlar da şikayet edecek. Dürüst olmak gerekirse tüm bize yapılan eleştiriler çok garip. Çünkü biz buraya geldiğimizden beri yaptığımız eylemlere devam ediyoruz sadece. Neden değişikliklerin bu kadar heyecan uyandırdığını anlamıyorum. Çok açık eğer bir takımın direkt olarak avantaj sağlamasını isteseydik bunu gerçekleştirebilirdik ve sadece bir takım kar elde ederdi. Şimdi elimizdeki durumda tek kişi avantaj sağlarsa da lanetlendik, birden fazla kişi avantaj elde ederse de.” diyerek kızgınlığını belirtiyordu medyaya.

hembery twitter 2

14 Mayıs günü ise yine twitter’dan açıklama yaparak Kanada GP’sine lastikleri yetiştireceklerini belirtti Pirelli’nin motorsporları direktörü. Yapılacak değişiklikler 2013 lastikleri ile 2012 lastiklerini birbirine harmanlayıp, 2-3 pit stop’a geri dönmek olacaktı ve bunu sporun iyiliği adına gerçekleştireceklerini bildirmişti.

© Getty Images
© Getty Images

ESPN ise işin ayrıntısını daha değişiklik haberi dünyaya duyurulmadan yarış sonrasında sormuştu Humbery’e. Aldıkları “Şu an yarışlarda elimizde olan şey; lastiklere beklediğimizden daha sert ve çok daha sert arabaların birleşimi, aşırı büyük performansa sahipler. Lastik hamurlarının sınırlarını aşırı şekilde zorluyorlar arabaların yapıları. Peki şimdiki soru kısa zamanda lastik hamurlarını değiştirip olması gereken sonuçları alabilir miyiz? Benim kafamı yoran testlere ve yeni arabalara ulaşımımızın çok sınırlı olması. Şimdiki lastik yapısını modifiye de edebiliriz ve lastik hamurlarına daha az agresif davranmış oluruz veya isteklerimizi aşağı yukarı karşılayan geçen seneki lastik yapısına geri döneriz. Evet zor karar olacak. Geçmişteki çok sıkıcı Barcelona yarışlarına göre çok ilginç bir yarış geçirdik. Alonso kendi evinde kazandı. Bu durumlara baktığımızda hiç de fena bir haftasonu değildi ancak 4 pit stop bizim istediğimiz, beğendiğimiz bir durum değil. Böyle devam edersek, hata yapmış oluruz.”  Pirelli’nin olaya bakışını bir kez daha ortaya koyuyordu.

Peki Paul Hembrey’in bahsettiği değişiklikler ne olacaktı, nasıl etki edecekti sezon dengelerine? 2012 sezonunda İngiliz takımı eski şatafatlı günlerine yaklaştıran ekibin içinde olan ancak sezon sonunda ailesine daha fazla zaman ayırmak için takımdan ayrılan eski Williams şef operasyon mühendisi Mark Gillan, Pirelli’nin sezon ortası değişikliğini ünlü Formula 1 gazetecisi James Allen’a soru-cevap şeklinde şöyle yorumlamıştı değişikliğin duyurulduğu gün. Yayımlanan yorumu yazımda tercüme etme gereği duydum.

18308

“Pirelli lastiklerin 2012 lastiklerine benzeyeceğini söylemişti açıklamasında. Peki bu ne anlama geliyor?

2012 lastikleri şimdiki çabuk aşınma sorunu yaşayan lastiklerden lastiklerden daha dayanıklıydı. Pirelli lastikleri 2012’deki hallerine benzetmek için yapısını değiştireceğini açıklamasında belli etmişti zaten.

Evet 2012 lastikleri ile 2013 lastikleri arasında yapı farkı var. Geçen seneki lastiğin içinde kevlar kuşak varken, şimdikinde çelik kuşak kullanmayı tercih etmişti firma. Ancak Pirelli daha önce denenmiş bir çözümü uygulayacak gibi gözüküyor, bu da kevlar kuşağın geri dönmesi demek.

2012 lastiklerinin sorunu aşınmaydı. Lastiğin yanaklarıyla yüzeyi arasındaki bölüm hızlıca aşınırken, takımlar lastiğin o bölümünde kauçuk kalmayana kadar pite girmeden devam ediyorlardı yarışa. Ama sezon sonuna yaklaştığımızda artık bu sorunun üstesinden oldukça iyi bir şekilde üstesinden gelmeyi öğrenmişlerdi.

2013 yılında geçerli olmak üzere ise aşınma problemini Pirelli lastiğin yere temas ettiği noktayı daha mantıklı bir şekilde düzenlemekle çözmeyi amaçlamıştı. Şu an gördüğümüz üzere lastiğin yapısını değiştirerek, bu konuda tam tersi olarak çok aşırıya gittiklerini görebiliyoruz.

Her ne kadar gündemde olan değişiklik 4 pitstop’un bir yarış için çok fazla geldiği ve bunu 2 veya 3 gibi rakamlara indirilmesi yüzünden çıksa da başka bir neden daha var: Bahreyn ve İspanya’da ortaya çıkan güvenlik problemleri. Muhtemelen lastiklerin yapısını değiştirirken, bütünlüğüne de etkide bulundular.

2013, Barcelona, Spanish Grand PrixPeki hangi takımlar bu değişiklikten daha fazla etkilenecek?

Lastiğin ısı kontrolü en temel kavram 2013 Formula 1 sezonunda ve Ferrari, Force India, Lotus gibi takımlar 2013 tasarımlarında bu temel kavrama öncelik verdiler.  Saydığım bu 3 takımın sadece iyi aerodinamik tasarımları yok. Aynı zamanda lastiği ideal çalışma aralığında tutmak için dengeli bir aerodinamik dağılıma, lastiğe iyi davranan bir mekanik aksama ve çok iyi ayarların bulunduğu bir mühendislik çalışması bütününe sahipler.

Red Bull da mükemmel bir aerodinamik yapıya sahip, daha önceki yıllarda olduğu gibi. Mekanik aksamları ve lastiklerin ısısını kontrol şekilleri ise saydığım 3 takım kadar iyi değil.

Pirelli lastikleri değiştirince bu sahip olunan zayıf noktaların önemi azalacak. İdeal çalışma aralıkları genişleyeceği gibi lastiklerin ısı kontrolünün kritikliği de düşecek.

Lastiklerin sezon başladıktan 7 yarış sonra değişmesi takımlara nasıl zorluk yükleyecek?

Değişiklik gerçekten önemli bir etkiye sahip ve takımlara çok baş ağrısı yaratacak. Çünkü rüzgar tünellerinde ekstra zaman geçirecekler ve 2014 tasarımlarına harcadıkları zamandan kısacaklar.

Lastiğin şeklini ve yere temas ettiği bölgeyi değiştirmeden lastiğin yapısına müdahalede bulunmak neredeyse imkansız. Eğer siz lastiğin temas ettiği bölgeyi değiştirecek olursanız, mutlaka arabanın etrafındaki akışın şeklini değiştirirsiniz.

Takımlar epey zaman harcamışlardı arabalarını modellemek için rüzgar tünellerinde ve CFD’de ve siz lastiğin şeklini milimetreler ile ifade edilecek şekilde bile oynama yaparsanız; bu oynama lastiğin ön kanatla, aracın yanlarıyla ve tabanıyla olan ilişkisini etkileyecektir. Sonuç arabanın aerodinamik dengesi bozulacak, bunun üstesinden gelmeye çalışan takımlar ise zarar görecekler.

Artık takımların 2013 araçlarının modellerini rüzgar tünellerinden çıkarıp 2014 versiyonlarını koyduğu ve onlara zaman ayırdığı anlara adım attık.  Söz konusu değişiklikler herkes için büyük kargaşa yaratacak, en başta sınırlı kaynaklara sahip takımlar için. 2013 sezonu içerisinde rekabetçi kalmaya çalışıp, 2014’te de geri düşmemeye çabalamak çok büyük bir baş ağrısı.”

Okuduğunuz üzere Formula 1 pistlerinden ayrılmasına rağmen tecrübesini kullanarak pistleri dışarıdan izleyen Mark Gillan lastiklerde yapılacak muhtemel değişiklikleri akıcı bir şekilde özetlemiş. Ayrıca Autosport’tan Craig Scarborough makalesiyle Mark Gillan’ın söylediklerine oldukça fazla teknik terim ve ayrıntı ekleyebiliriz.

“Lastikler arabanın etrafındaki hava akışını önemli derecede etkiliyor. Sadece boyutlarıyla değil, aynı zamanda yanak profilleri ve deformasyon şekilleriyle.

Geleneksel olarak hava akışı ön lastikler etrafında çok daha önemli olmuştur. Ön kanat ile ön tekerlek oldukça yakın olduğundan, bu alanda yapılan ufak bir değişiklik arabanın altına geçen akışı tamamen etkileyecek. Ancak günümüzün şartlarında arka tekerlek etrafında dolanan hava ve egzoz akışı da önem arz ediyor. Bu yüzden lastiklerdeki değişiklik aracın arka taraf tasarımına da etkide bulunacak.

Rüzgar tünellerinde lastiğin deformasyonlarını doğru olarak hesaplattırmak için Pirelli takımlara %60 boyutunda lastikler sağlıyor. Takımlar rüzgar tünellerini 2012 lastiklerine göre tekrar düzenlemek zorunda kalacak, lastiklerle beraber modeller de değişince. Ayrıca takımlar yeni kanatlar, kanat yan yüzeyleri, tabanlar ve fren kanalları tasarlamak zorunda kalacaklar.

Sadece aerodinamik etkiye sahip değil lastiğin değişimi, süspansiyon sistemi de etkilenecek durumdan. Günümüzde takımlar Pirelli’nin verdiği lastiğin fiziksel özelliklerini yansıtan modellemeleri simülasyonlarında kullanmaktalar. Lastikler 2012’deki haline benzeyince, takımlar simülasyonda da 2012’ye dönmek zorunda kalacak. Yaylar, damper sistemleri, bağlantı şekilleri ve açıları gözden geçirilecek ve bu sene ile geçen sene arasındaki farklar incelenecek.

2013, Sakhir, Bahrain Grand Prix

Buna ek olarak süspansiyon geometrisine de göz atılacak, geçen seneki kamber değerlerini ve yuvarlanma noktasının yeniden yakalanması için. İşte bu kapsamda arka ve ön süspansiyonun parçaları elden geçirilecek, yeni süspansiyon çatalları tasarlanacak, kalıplar değiştirilecek. Kocaman bir yatırım gerekiyor sezon ortasında…

Takımlar şu an çok zor bir durumla karşı karşıya, ama bu başa çıkılamaz bir olay da değil. Geçen sene kazandıkları tecrübeleri 2013 araçlarını adapte etmekte kullanacaklar değişen lastiklere. Ancak 2014 kurallarına göre hazırlanmaya başlanan makinalar için gerekli kaynak azalmış da olacak.

Yeni lastik ve araç yapısını takımlar Kanada Grand Prix’ine kadar test edemeyecekler ve ne yazık ki bu yarışı oldukça mücadeleci, akıcı ve belirsiz hava durumlu Avrupa pistleri takip edecek. Yani yeni lastiklerle en iyi şekilde yarışmayı sağlayacak her basamak, araçla lastikleri birbirine adapte etmek için gösterilecek çabanın karşılığı olacak.”

Okuduğumuz üzere arabaların etrafında bulunan 4 tekerleğin özelliklerinin değişmesi, sezon ortasında tüm Formula 1 düzenine büyük etkide bulunacak. Sadece 2013 sezon dengelerini değil, 2014 için takımların yaptıkları hesapları da bozacak.

Peki Formula 1’in tek lastik üreticisi Pirelli, firmanın motorsporları sorumlusu Paul Hembery’in 14 Mayıs 2013 Salı günü yaptığı açıklama ile bir anda değiştirebilir mi? Bu da dergimizin yazarlarından, F1 gündemini Türkiye’ye taşıyan isimlerden Korhan Savran’ın 14 Mayıs’ı 15 Mayıs’a bağlayan gece attığı bir tweet sonrası aklıma gelen soru.

korhan twitter

FIA’nın 2013 Teknik Kurallarında jantlar ve lastikleri kapsayan 12. maddenin içeriğindeki 12.6.3 bölümü aynen şöyle demekte;

Lastiklerin özellikleri sezon başlamadan önceki 1 Eylül tarihine kadar FIA tarafından belirlenebilir. Eğer belirlendikten sonra bir değişiklik yapılacaksa, yarışan tüm takımların onayının alınmasıyla ancak değişiklik gerçekleşebilir.

Böylece lastiklerin yapısının değiştirilmesinden etkilenme potansiyeli Mark Gillan’a göre oldukça yüksek olan Ferrari, Force India ve Lotus’un eline değişikliği engellemek için büyük bir koz geçmiş de oluyor. Ayrıca bütçesi kısıtlı olan diğer takımlar da saydığım koz sahibi 3 takımı desteklemek için ortam da buluyorlar ve yalnız başlarına kalmıyorlar.

Ki 13 Mayıs günü Lotus takımı lastik değişikliğine karşı cephe alacağını bildirmişti zaten. Takım patronu Eric Boullier’den dinliyoruz Lotus’un konumunu ve bakış açısını: “Lastiklerin değişmesi adaletsiz, ama bir yönden de bununla hesaplaşmalıyız. Herkes aynı lastiğe sahip. Ama bence sorun lastikler değil. Eğer sizin arabanız 3 pit stop yapmayı beceriyorsa siz arabayı o duruma izin veren şekilde geliştirdiğiniz içindir.”. Ancak açıklamanın devamında Fransız patron Pirelli’nin sezon ortasında büyük bir değişiklik yapmayacağını düşündüğünü de ekliyordu. Ama tahmini hiç de doğru çıkmadı… Renault politik olarak o kadar güçlü değil ve politikada önünü görmekte başarısız teknik olarak önünü görebilse de. Ferrari cephesinden ise bir ses çıkmaması sezon boyunca sıra dışıydı, değişiklikler duyurulduğunda bile hiçbir açıklama gelmedi İtalyan takımdan. Ancak açıklama yapmak için ben yazıyı bitirdiğimi sanıp Word’den buraya attıktan sonra yazıya resim katmamı beklediler. Eklemezsem olmazdı.

© Scuderia Ferrari
© Scuderia Ferrari

Ferrari takımının Formula 1 blog’u The Horse Whisperer 17 Mayıs 2013 sabahı aynen şu alaycı yazıyı paylaştı sitesinde;

“Yaşadığımız şu günler zayıf hafızalı kişiler için çok zor. Belki aşırı derecede bilgi havuzu var ve bu durum insanları konuşmak için çok aceleci yapıyor, insanlar daha yakın geçmişi bile hemen unutuyorlar. Belki de hafızayı kontrol eden beyin hücreleri seçici olarak çalışıyor, sahiplerinin pistlerde aldığı sonuçlara bağlı olarak.

Bahsettiğim olaya bir örnek pitstop sayıları ile alakalı Viking Destanı. Epey bir ses çıktı çeşitli takımlardan geçtiğimiz İspanya Grand Prix’inde 4 pitstop yapılmasıyla alakalı ki bu takımların içinde podyuma çıkmış olanlar ve bundan çok uzak olanlar da vardı. Takip etmek cidden zordu haberleri.

Ve çok ayıp ki 2 sene önceki Barcelona ve İstanbul yarışlarında da benzer durumun yaşandığı zaman, ilk 6 sıranın 5’inin (ki podyumun 2 basamağı buna dahil) geçtiğimiz haftasonundaki yarışta Massa ile Alonso’nun yaptığı pitstop sayısı ile aynı sayıda pit ziyaretinde bulunduğu an bu değerli ruhlarımız reslerini çıkarmamışlardı hiç.

Ancak yarışı fazla pitstop yaparak kazanmak yeni bir olay değil. Tek yapmamız gereken 2004 senesine dönmek, Michael Schumacher’in 3 pitstop stratejisi ile yarışa başlayıp; 4 pitstop’a taktiği çevirip de kazandığı Fransa Grand Prix’ine… Bu taktik F2004 kullanan şampiyon pilotun, 3 pitstop yapan Renault pilotu Fernando Alonso’nun önüne geçmesinde anahtar durumdu . Ve o günü çok iyi hatırlıyoruz. Stratejimiz ve lastik üreticimiz aracımızın performansını dibine kadar kullanmamıza olanak verdiği için şükürler yağdırıyoruz.

Ama şimdi elindeki paketten en iyisini almak için strateji belirleyen kişi neredeyse neredeyse mahçup duruma getiriliyor.  Eğer bu seçim hemen cuma günü sonrası yapılıyorsa (çünkü stratejiler simülasyonda denenir ve uyuşmuştur tüm olaylar) ,  farklı kararlar almış ve yarış anında pişman olmuş kişilere karşı neden utanma duygusu hissedelim?”

Evet Ferrari patronlar ve teknik adamlar vasıtasıyla değil, blog’da paylaştığı alaycı yazıyla olaylara bakış açısını belirtiyordu. 16 Mayıs günü ise yazının öncelerinde değişikliğe karşı olduğunu belirttiğim Lotus tarafından da değişiklikler eleştirilmişti. Tekrar Eric Boullier’e dönüyoruz.

2012, Spa-Francorchamps, Belgian Grand Prix“Sezonun tam ortasında ana içeriklere temelden etkide bulunacak değişikliklerin yapıldığı sporlar çok fazla yoktur. Düşünün bir futbol maçında rakibi kadar hızlı koşamıyor diye sahanın ölçülerinin maçın ikinci yarışı değiştirildiğini! Önümüzdeki değişikliklerin sinir bozucu olduğunu düşünüyorum ve umuyorum ki aşırıya kaçmaz etkisi. Pirelli’nin kendini çok zor bir durumda bulduğunu ve farklı takımlar tarafından baskı altına alındığı çok açık. Geçen sene 2013 arabamızı tasarladığımız anlarda her takım Pirelli’den bilgiler almış ve herkes lastiğin karakterini en iyi şekilde kullanabilecek şasiler tasarlamak için çalışmıştı. Hatta 2012 sonunda deneysel 2013 lastikleri ile piste çıkmıştık, gelişim yolumuzun doğruluğunu görebilmek için. Her sezonda bazı takımlar diğerlerinden daha iyi iş çıkarırlar tasarımları konusunda, bazı pilotlar da diğerlerinden daha kolay uyum sağlarlar araba ve lastik değişikliklerine. Siz özellikleri belli olan lastikler ile beraber tasarımınızı yaparsınız, ki lastikler herkes için tamamen aynıdır, ve sezonun tam ortasında herşeyin değişeceğini öğrenirsiniz. İşte sinirlerimi bozan bu durum. Değişikliklere adapte olmamızı sağlamak için 2 katı fazla çalışacak yetenekli mühendislere ve tasarımcılara sahip bir takımımız var.”

Değişikliğin gerçekleşeceği tarihin Kanada GP’si olacağını ve durumun ancak Cuma antrenmanlarının tarihi olan 7 Haziran 2013’ten hemen önce netlik kazanabileceğini söylemek mümkün. Şu an takımlar durumu + ve – leriyle beraber masaya yatırmaya başlamışlardır eminim. Değişikliğe uyum sağlayacağını düşünenler Pirelli’nin kararını kabul edecek, uyum sağlayamayacağını düşünenler ise teknik kuralların kozunu kullanabilecekler. Belki Pirelli; lastikleri geliştirmek için güncel arabalara ihtiyacı olduğunu hem FIA’ya, hem takımlara söyleyecek ve sezon içi testleri karşımızda görebileceğiz. Kim bilir? Biz Formula 1 seyircileri ise sadece gündemi takip edecek ve birbirlerini sadece pist üzerinde değil, pist dışındaki politikalarla da geçmeye çalışmasını izleyeceğiz. Bakalım yazımın yayımlanmasıyla Kanada serbest antrenmanlarının ilk günü arasındaki 19 günde nasıl bir sonuç çıkacak?

Son olarak F1Grid’deki yazılarımı takip edenler daha çok Formula 1’in daha çok magazinsel yönünü yazdığımı, tarihiyle ilgilendiğimi bileceklerdir. Çok uzun bir aradan sonra güncel olaylar hakkında yazdığım bu yazı, aynı zamanda benim ilk teknik konularla ilgili yazım oluyor diye hatırlıyorum. Bu yazının ortaya çıkmasında neredeyse herkesin emeği var. Beni F1Grid ile tanıştıran Mehmet Hakan Kandemir ve Oltan İzmirli, internet üzerinden sürekli yarış yorumları paylaştığımız, arabalar hakkında konuştuğumuz yazar arkadaşım Çağrı Erkoç, yazılarımı-entry’lerimi ekşi sözlük üzerinden takip eden suser’lar, F1Grid’deki diğer yazar arkadaşlarım, biliyorum Türkçe yazdığım için hiçbir şey anlamayacaklar da beraber 2013 sezonunu takip ettiğim Alonso taraftarı İspanyol arkadaşlarım Oscar Rodero, Jesús Fuentes, Carlos Massó Pérez ve Salerno’daki tüm Erasmus ortamına teşekkür ederim.

Tunç Aras

One comment

Comments are closed.