Geçen hafta Pirelli lastik tartışmalarının geri planında kalsa da Formula 1’in geleceğini etkileyecek önemli bir karara tanıklık etti Formula 1 dünyası. Honda 2015 sezonundan itibaren McLaren’a motor sağlamak için köklü İngiliz takımıyla çok senelik anlaşmaya vardığını duyurmuştu. 2009’un sonlarına doğru Brawn GP’yi ele geçirerek kendi fabrika takımını kuran Daimler Group yönetimindeki Mercedes’in, McLaren’daki hisselerini firmaya geri iade ederek aralarındaki ilişkiyi normal bir motor sağlayıcısı konumuna düşürmesinden ve ayrı yollara doğru ilerlemelerinden beri süregelen söylentilerin gerçeğe dönüşmesiydi bu durum ve hiç kimse için şaşırtıcı olmamıştı. Honda McLaren takımına 2014 kurallarına uygun 1.6 litrelik hibrid motor sağlarken, 20 sezonluk McLaren-Mercedes (1995-2014) ilişkisi biterken; 1988-1992 sezonları arasında 4 pilotlar ve 4 markalar şampiyonluğu almış McLaren-Honda ilişkisi yeniden doğmuş olacak.
Ancak bu yazımızın konusu McLaren-Mercedes-Honda 3’lüsünün ayrılık ve birleşme hikayesi değil. F1Grid henüz dergiyken ve McLaren-Mercedes’in tamamen ayrılacağı söylentileri o zaman da gündemdeyken yanlış hatırlamıyorsam bir Ağustos ayında McLaren’in renk macerasını yazmıştım fırsattan istifade ederek. Hem editörümüzün isteğiydi, hem de dikkat çekici bir konuydu…
Söz konusu yazıda ilham kaynağım 2011 sezonu hemen başlamadan önce ortaya çıkan McLaren’in krom rengi bırakıp siyaha yöneleceğini konu alan haberlerdi. Basına göre McLaren ile Mercedes GP’nin renkleri birbirine çok benzerken, McLaren yönetimi bu durumu değiştirmek istiyordu ve takım araçlarında siyaha ağırlık verecekti, çünkü 2011 senesi için resmi ekipmanlarında siyah ağırlığı yüksekti. Ancak söylentilerden hemen 1 gün sonra twitter’dan McLaren az siyah-çok gümüş ve Vodafone’dan gelen roket kırmızısı rengini kullanmaya devam edeceğini bildirecekti.
Ancak içinde bulunduğumuz bu 2013 Mayıs ayı içerisinde, henüz McLaren-Honda haberi söylenti halindeyken ve McLaren’a şu an kırmızı rengini veren Vodafone sponsorluğu bitmişken (veya bitmeye hazırken) takım patronu Martin Whitmarh renk tartışmalarını yeniden alevlendirecekti. Whitmarsh yaptığı açıklamada Formula 1 arabalarında turuncu renge oldukça sıcak baktığını, GT arabalarında bu rengi kullandıklarını ve oldukça hoş durduğunu, eğer turuncu renge sıcak bakan bir ana sponsor bulurlarsa; Formula 1’e tekrar rengi taşıyabileceklerini söylemişti.
McLaren’ın renk macerası gündemde olduğu için, yıllar önce kaleme aldığım yazımı tekrar paylaşma isteği duydum. Hem daha önce okumuş okuyucularımızın hatırlaması, okumayanların ise macerayı baştan sona yaşamaları için ufak değişikliklerle işte karşınızda tekrar McLaren Renk Macerası.
Yeni Zelanda’dan Gelen Kökler: Yeşil Beyaz
1963’te Cooper pilotuyken kendi takımını yani Bruce McLaren Motor Racing’i kurduktan sonra 2 sene boyunca Yeni Zelanda ve Avustralya’daki Tasman Series’te yarışmıştı Bruce McLaren. İlk senesinde Cooper T70’inin rengini koyu yeşil üzerine beyaz çizgiler olarak belirledikten 1 sene sonra yeni aracı Cooper T79’da renkleri ters çevirmişti. 1965 yılı içinde kendi aracını yapmaya karar verip F1’i hedef seçti. Concorde’ların tasarımında çalışmış İngiliz mühendis Robin Herd’ü alarak McLaren’in piste çıkacak ilk F1 aracı M2A’yı tasarlattı. Aralık 1965’e kadar 3200 km yol giden M2A Firestone lastiklerini test etmek ve Herd’ün fikirlerini uygulamak için üretilmesine rağmen, McLaren’in 1966 sezonunun açılış yarışı Monaco’da tekerleriğini piste değerek McLaren’in yarışan ilk F1 aracı olan M2B’ye de temel oluşturmuştu.
McLaren’in Yeni Zelanda hayvanı Kivi ve yarış aracından oluşan logosunu tasarlayan, Bruce McLaren’in CanAm’da kullandığı araçların renklerini de düzenlemiş Michael Turner koyu yeşil araç üstüne ek olarak, beyaz yanlar ve bu 2 bölgeyi ayıran sarı kalın çizgiyle McLaren’in macerasındaki ilk tasarımı yapmıştı. Ancak takım bu renkle yarışmayacaktı. Çünkü 1966 tarihli F1 temalı Grand Prix filminin yönetmeni John Frankenheimer McLaren’a aracın rengini değiştirmesi için para teklif edince, 1966 sezonu boyunca beyaz üzerine yeşil çizgiyle yarışmışlardı. Söz konusu renk dağılımı Bruce McLaren’in 1965 yılında kullandığı renkle aynı olmakla beraber filmdeki hayali Japon takımı Yamura’nın rengiyle de aynıydı.
Kısa Süreli bir Macera: Kırmızı
McLaren’i bir Ferrari aracı gibi kırmızılar içinde görmek inanması güç ama 1966 sezonunu beyaz-yeşil ile geçiren McLaren 1967 yılında yarıştırdığı BRM motorlu M4A ve M5A’da kan kırmızı üzerine altın sarısı çizgi kullanmıştı. Aslında bu Bruce McLaren ve Chris Amon 2’lisinin 1966’da CanAm’da kullandığı McLaren M1B’nin rengiyle aynıydı. Ancak ertesi sene CanAm’da Bruce McLaren ve Denny Hulme’ün pilotajında sezonu 1. ve 2. olarak bitiren McLaren M6A’nın rengi, sezonda gelen büyük başarının ardından F1 araçlarının da 1968 yılına farklı renkle girmesine yol açacaktı.
Gerçek McLaren Rengi: Turuncu
1967 sezonunda Bruce McLaren’in F1 araçları kırmızı iken, CanAm araçları açık turuncuydu. Amaç CanAm’daki yavaş araçların dikiz aynasından daha kolay seçilebilmekti. Tabi dikiz aynalarından kolaylıkla görülebilecek bir renk, aynı zamanda sponsorları da etkileyebilirdi.
Bruce McLaren tarafından çok beğenilen turuncu araçlar üstüne CanAm’da büyük başarılar da kazanınca artık bunu McLaren’in asıl rengi olarak belirlemenin sakıncası da yoktu. Takım Formula 1’de 1967 sezonunun yarısında kullandıkları kırmızı BRM V12 motorlu McLaren M5A’yı ertesi sene turuncuya boyayacaktı. Sezonun 2. yarışından itibaren turuncu renk DFV V8 motorlu M7A’da da kullanılacak, Denny Hulme’un 2 zaferi ve sezonu 3. bitirmesine ek olarak, Bruce McLaren de Belçika’da McLaren’in ilk zaferini alacaktı. CanAm’daki turuncunun uğuru F1’e de yansımıştı.
1970 yılında Haziran ayında Bruce McLaren’in Goodwood’ta CanAm için hazırlanan M8D’yi test ederken ölmesinden sonra Teddy Mayer tarafından yönetilmeye başlanan takım; 1967’den 1972 sezonunun sonunda açık tekerleklilere daha fazla odaklanmak için ayrılana kadar CanAm’da, sponsorları Goodyear’ın isteğiyle 1970’te girdikleri ve 1979’a kadar düzenli olarak ziyaret ettikleri Indianapolis 500’te ve 1972 yılında sponsor yüzünden renk değiştirene kadar F1’de turuncuyu kullanacaklardı.
1972’de Formula 1 arabasının değişen rengine geçmeden önce McLaren’in turuncu renginin henüz tam karar verilemeyen adına da değinelim. Çoğu kişi tarafından “Rylands Traffic Yellow” şeklinde adlandırılan açık turuncu bazı eski fotoğraflarda sarıya yakın tonda gözükmekte. Rengi tropik bir meyve olan papayanın turuncusu olarak çağıranlar da olduğu gibi Bruce McLaren’in anısına onun adını vermek de yanlış olmaz.
Sponsorla Gelen Değişim
Diğer serilerde hala kullanılmasına ve 1967’den Gulf, Goodyear gibi büyük sponsorların dikkatini çekmesine rağmen, ne yazık ki 1972 yılında McLaren Formula 1 araçlarında turuncunun ağırlığını azaltmak zorunda kaldı. Çünkü İngiliz kozmetik firması Yardley McLaren’in ana sponsoru olmuştu.
Böylece 1972 yılındaki McLaren M19A ve M19C beyaz ağırlıklı gövdenin üzerine klasik turuncu ve bunları ayıran siyah çizgiler, burundaki ve arka kanattaki Yardley yazısı, burundaki siyah-altın-kahverengi çizgilerin birleşmesiyle oluşan Y harfi ile dolaşmıştı. 1973 yılında da renk aynen devam etmişti.
Aslında söz konusu dağılımın 1970 yılından 1972 yılına kadar Yardley’den destek alan BRM’den turuncu haricinde bir farkı da yoktu. 1974 yılında tekrardan ana sponsorun değişmesiyle, renk dağılımı da değişecekti. Ama bu değişimin McLaren’in en çok bilinen renk dağılımı olacağını kimse düşünemezdi.
Marlboro Efsanesi
1972 yılında Formula 1’deki sponsorluk macerasına BRM ile başlamıştı Marlboro. Ertesi sene Frank Williams Racing Cars’ı da kısa süreliğine ISO Marlboro’ya dönüştürecekti. Bazı kaynaklar 1974’te 2 firmadan desteğini çekip McLaren’e odaklandığını söylese de 1976’ya kadar amblemini Williams’ta barınmıştı.
1974 yılında Marlboro’nun yanında Amerikan petrol şirketi Texaco’nun da desteğini alan McLaren, Emerson Fittipaldi ve Hulme’ün kullandığı 2 M23 aracında Marlboro pakedi desenini kullanmıştı. Çoğumuzun Senna-Prost döneminden alışık gibi beyaz üzerine kırmızı renge sahip olmasına rağmen daha fazla kırmızı bulundurmaktaydı. Burundaki kırmızı bölge aynen paketteki gibi üçgen oluştururken, firmayla özdeşleşmiş bandrol de arka kanattaydı. Sezonun 11 yarışında Mike Hailwood, geri kalan yarışlarda ise David Hoobs ve Jochen Mass’ın kullandığı 33 numaralı 3. McLaren aracında ise Marlboro yerine Yardley dönemi rengi kullanmaktaydı. İleriki yıllarda McLaren’in önemli başarılara imza atarken takıma eşlik eden Marlboro deseni daha ilk sezonunda Fittipaldi ile şampiyonluk görecek, bu arada takım da kendi klasmanında 1. olacaktı.
1974’e göre başarısız geçen 1975 yılında renkte herhangi bir değişim olmadı arka kanattaki bandrolün kaldırılması haricinde. 1976 yılında ise önceleri motor kapağında ve aracın kokpit hizasında yer alan Texaco logosunun yerini Marlboro almış, arka kanadın yarısı kırmızıya boyanarak sadece Malboro yazılmıştı. Nihayet 1974’teki başarı James Hunt’ın 1 puan farkla şampiyonluğu kazanmasıyla tekrarlanacaktı.
1976’da gelen şampiyonluktan sonra renk dağılımı 1979 yılına kadar hiç değişikliğe uğramayacaktı. Ancak yer etkisi nedeniyle genişleyen araç etekleri beyaz-kırmızı dengesini yavaş yavaş beyaza doğru çevirmeye başlamıştı. Aynı sene içerisinde Texaco da çekilecek, yerine Castrol gelecekti. Aracın eteklerindeki kırmızı da sezon sonlarında kullanılacak M29 ile tamamen beyazlaşacaktı.
Kırmızı-beyaz dengesi değişirken en son 1977 sezonunda galibiyet alan McLaren’in düşük performansında bir değişiklik olmayacaktı, takımın kaderinin olumlu yönde değişeceği Eylül 1980’e kadar. Arkasında Marlboro desteğiyle Project 3 ve Project 4 projeleriyle Formula 2, Formula 3, dayanıklılık yarışları gibi serilerde kayda değer başarılar kazanan Ron Dennis McLaren’a katılacaktı. Ayrıca Dennis McLaren’e daha fazla destek için Marlboro’yu ikna etmesiyle takım eski başarılı günlerine dönecek, McLaren araçları Marlboro Project 4 takısı alacaktı. 1979’da karşılaştığımız az kırmızı çok beyaz taktiği daha da yerleşmişti. Sadece önde kırmızı üçgen ve arkadaki kırmızı bölüm haricinde her yer beyazdı.
1981’den itibaren renk olarak McLaren’da önemli bir tutarlılık gözükecekti. Genelde İtalyan ulaştırma şirketi SAIMA Avandero’nun arka kanat yanlarında bulunan logosunun yerine 1986’da gelen İtalyan kahve firması Segafredo, Malboro yazıları yerine konulan bandroller, aynı sene içerisinde cama yerleştirilen TAG Heuer logosu, Shell’in kabuğu, 1988’de Porsche yerine McLaren’a motor sağlayan Honda’nın araç radyatörlerinin hemen üzerinde ve burunda yer kapması, ardından Cosworth-Peugeot-Mercedes amblemleri, değişen küçük sponsorlar haricinde 1996 sezonunun sonunda Marlboro tamamen Ferrari’ye odaklanmaya başlayana kadar renk dağılımı hiçbir değişiklik göstermeyecekti. Bu süreç içerisinde kırmızı beyaz araçlar 74 ve 76’da alınan şampiyonlukların üstüne 7 pilotlar ve 6 takımlar şampiyonluğu daha kazanacaktı.
Marlboro dönemini kapatırken firmanın McLaren’a sponsor olduğu 1980 ve 1983 yılları arasında Alfa Romeo’nun da sponsoru olduğunu ve Alfa ile 1981 sonrası McLaren renginin karıştırılacak kadar benzediğini eklemeliyim. Ayrıca 1997 yılında ana sponsorluğa dönüşecek Ferrari Marlboro ilişkisi de 1984 sezonuna kadar dayanmakta. Ufak bir ayrıntı daha: Marlboro döneminde McLaren sadece kırmızı beyaz kullanmamıştı. 1978 Amerika ve Kanada GP’lerinde Alman birası LÖWENBRÄU’nun sponsorluğunda M26 alttan üste sırasıyla beyaz, lacivert, turkuaz dağılımla yarıştı. Ertesi sene de Amerika GP’sinde araç turkuaza boyanmıştı. 1986 Portekiz GP’sinde ise Marlboro temasındaki kırmızı sarıya dönüşmüştü Keke Rosberg’in aracında Marlboro Lights reklamı için.
Mercedes Motorları ve Alman Etkisi
90’lı yıllar ne yazık ki Mercedes için hiç de iyi gitmiyordu. Takım 1991 sezonundan beri şampiyonluk alamamıştı. Ayrıca 1992 sezonunda Honda spordan çekilince sabit bir motor üreticisi bulmakta zorlanmışlardı. 1993’te Ford, 1994’te test edilen Lamborghini ve satın alınan ucuz Peugeot motorlarının ardından; bir sonraki renk dağılımlarının belirleyicisi ve hiç şüphesiz McLaren’in geleceğini kurtaran Mercedes-Benz ile anlaşacaklardı 1995 sezonu için.
Mercedes de parlak günler geçirmemişti. Önceki müşterisi Sauber ile orta sıralarda siyah ağırlıklı araçlarla gözükmüşlerdi. McLaren Mercedes ilişkisi ise 2 sene boyunca sürecek galibiyetsizlikle başlamıştı ve bu dönemde kendilerine gümüş oklar lakabı takılmasına neden olarak başarılardan ve renkten uzaktılar.
Ancak 1997 sezonunda ikilinin şansı açılacaktı. Yeni sezona Avustralya GP’sinde David Coulthard’ın kaptığı zaferle başlayacaklar, sezonu bu sefer Mika Hakkinen’in 2. bir galibiyet almasıyla bitireceklerdi. Belki de Mercedes’in daha öncelerden alışık olduğu yeni renk dağılımı uğurlu gelmişti; siyah, gümüş, beyaz ve kırmızının etkileyici birleşimi.
Motor üreticisi Almanken Alman sponsorların da gelmesi normaldi. 1997 sezonundan 2005’te tütün reklamları tamamen yasaklanıncaya kadar süren etkileyici birleşim Alman tütün firması West, Ron Dennis ve Mercedes ortaklığıyla ortaya çıkmıştı. 1985-1989 arasında Zakspeed’in sponsoru West araçlarda normal sigaralarındaki kırmızı-beyaz rengi kullansa da McLaren’da light sigaralarının gümüşünü kullanmayı uygun görmüştü. Tabi bu renk Mercedes’in tarihinde önemli bir yer de kaplıyordu. İşin tamamlayıcısı da patron Ron Dennis’in siyah ve gri tonlarından oldukça hoşlanmasıydı.
Aracın alt tarafını tamamen kaplayan siyah renk, radyatör girişlerinin yan tarafındaki West logosu, motor kapağındaki Mercedes gümüşü, burunda West’ten dolayı ortası beyaz olan gümüş bölge, aracın burnunun en ucundaki McLaren kırmızısı ve radyatörün hemen üzerinde siyah zemine çizili kırmızı McLaren logoları… MP4/12’den başlayarak MP4/20’ye uzanan araçlar böyle özetlenebilirdi. 1997 ve 1998 sezonlarındaki kısmi tütün yasaklarından dolayı ön kanatlarda, yanlarda, arka kanatlarda ve burunda yer alan West amblemi firmanın küçük adamlarıyla yer değiştirirken; ertesi senelerde benzer durumda pilotların adı yazılmaya başlanacaktı. 2004’ten sonra Alman kimya firması Henkel’in arka kanatta yarattığı beyaz bölge ve yıllardan sonra incelen burundaki kırmızılığın kokpite doğru uzaması gibi ayrıntılar dışında araçların rengi arasında fark yoktu.
McLaren’in son macerasına geçmeden önce takımdaki diğer sponsorlara göz atalım Amerikan yazılım firması Computer Associates, Amerikan Madeni Yağı Mobil, Alman giyim firması Hugo Boss, Alman yapıştırıcısı Loctite, Alman yazılımcı SAP, Alman Bira markası Warsteiner, Alman iklimlendirme sistemleri-cephe-pencere-kapı firması Schüco (McLaren ürünü oyuncakları da var), Alman devi Siemens, Alman kimya şirketi Sonax, İngiliz Viski firması Johnny Walker, Amerikan otel zinciri Hilton…
McLaren’in Bağımsızlık Savaşı
2005 sezonundaki tütün yasakları McLaren’in ana sponsoru West’in Formula 1’den ayrılmasına neden olurken F1’in görünmeyen yüzündeyse McLaren ile Mercedes arasında takımı ele geçirme savaşı vardı. 2000’de Daimler Grubu McLaren’in %40 hissesini satın almış, tamamını satın alacağı söylentileri ise yıllar boyu sürmüştü. Ancak takımda Alman pilot yarıştırma isteğini bile gerçekleştiremeyen Mercedes, takımı ele geçiremeyeceğini de anlıyordu. Tüm bunlara 1998 ve 1999’da ardı ardına Mika Hakkinen tarafından alınan şampiyonluklar sonrası duraksama eklenince ilişki çatırdamaya başlamıştı. Zaten 2009’da Mercedes McLaren hisselerinin %29’unu satıp, Brawn GP’ye ortak olarak kendi geleceğini kurarken, McLaren da kendini korumak için West sponsorluğu bitince; eski Alman sponsorların çoğunu eleyerek, global bir sponsorluk ağı oluşturmaya başlamıştı. İşte 2006 yılında başlayan krom-kırmızı-siyah düzenlemeli rengin arka planında da bu olaylar var.
McLaren 2006 yılında taraftarlar tarafından beğenilen, Ron Dennis’in de en başından beri beğendiği gri renk tonlarına devam etme kararı almıştı. Ancak önceki dönemdeki gümüş ton değiştirecek ve siyah ağırlığın yerini roket kırmızısı alacaktı. Aracın kanatlarında kırmızı üzerine Fly Emirates yazılıyken, radyatörün etrafını fümeye boyayıp Johnny Walker’ı oraya koymayı uygun görmüştü tasarımcılar. Ertesi sene Vodafone’un desteği alınınca kanatlardaki kırmızı bölgeler aynı kalırken, Johnny Walker’ın füme rengindeki bölgesi de kırmızıya boyanacaktı.
Testlerde Geri Dönen Turuncu
McLaren her ne kadar 2006 sezonundan itibaren krom renk-kırmızı kombinasyonunu kullansa da henüz Fly Emirates anlaşması duyurulmadan önce sezon öncesi testlere Bruce McLaren döneminden kalma turuncuyla katılmıştı. MP/4-21 Barcelona’da kendini ilk defa bu renkle gösterirken, bunun birkaç gün öncesinde 11 Ocak 2006 tarihli ilk sezon testinde McLaren MP4/20’yi de turuncuya boyamıştı. 2006 harici takım 1997 model MP4/12’yi ve onun takipçisi MP4/13’ü de turuncu renk ile test etmişti.
Peki 2015’te Macera Nasıl Devam Edecek?
2006 sezonu sonunda sponsor olduğu Scuderia Ferrari ile anlaşmasını bitiren Vodafone 2007 sezonundan beri McLaren’ın ana sponsoru. Günümüz aracının yan tarafları, kanatları ve burnunda Vodafone kırmızı ile etkisini gösterse de sadece yanlarda, ön kanatlarda ve aracın burnunda Vodafone yazısı var. Arka kanadın ön tarafında İngiliz enerji içeceği Lacozade barınırken, arkasında ise McLaren’in çizgi romanı Tooned kendine yer bulmuş durumda. Her ne kadar aslında kırmızı McLaren için önemsiz bir renkmiş gibi gözükse de takım rengi roket kırmızısı olarak adlandırıp, zafer günleri giydikleri tshirtlerde de kullanarak iyice benimsediklerini gösteriyor.
McLaren’in 2013 renk dağılımına da kısaca göz attıktan sonra bu bölüme attığım başlıktaki soruyu soralım: Peki macera nasıl devam edecek? İlk olasılık aynı renk kullanımına devam edilmesi, hiç oynama yapmadan: Krom-kırmızı-az siyah 3’lüsünün göz alıcı uyumu… McLaren’in “büyük başkanı” Ron Dennis’in krom ve siyah tonundaki renklere düşkün olduğunu, McLaren Technology Center’ın bile bu renklerin hakimiyetinde olduğu, daha geçtiğimiz Nisan ayında aracın son boya işlemini gerçekleştiren AkzoNobel ile McLaren’in evinde krom rengin övüldüğü bir basın toplantısının gerçekleştiği bir gerçek. Ancak McLaren ile Vodafone arasındaki anlaşma bu sezon sona eriyor ve takım yeni ana sponsorunu ancak 2 Aralık günü açıklayacak. Ayrıca Lacozade Mayıs ayının son günlerinde el değiştirecek ve belki de şu an McLaren aracı üzerindeki son aylarını yaşıyor. Dünya’nın en zengin adamı Carlos Slim’in sahibi olduğu Telmex tarafından desteklenen Meksikalı pilot Sergio Perez’in “Telmex McLaren’a sponsor olmalı.” açıklaması aslında gelecekte ana sponsorun kim olacağına da işaret etse de gelecekteki renklere yeterli bir ışık tutmuyor (ki Telmex’in ana logosu açık mavi). McLaren’in taze sponsoru Gilette ise doğrudan aracın rengine etki edecek kadar bariz renge sahip bir marka değil. Ron Dennis’in krom ve siyah sevgisi, McLaren’in kırmızıya taktığı “Roket Kırmızısı” lakabı ve zafer günlerinde giydikleri T-Shirt’te o rengi kullanarak benimsemesi ise gelecekteki renk macerasını hangi noktaya erişeceğini kesinleştirmeye yetmiyor.
McLaren-Honda ikilisi, Marlboro sigara paketi deseni ve McLaren’in en başarılı olduğu sezonlar… İşte ikinci senaryomuz Formula 1 fanatiklerinin ağzını sulandıran seçenek. 90’lı yılların sonunda motor sağladığı Jordan aracının sarısı ile sıradışı bir şekilde temsil edilse de Honda’nın tarihi beyazlarla dolu bir sayfa. 1964-1968 yılları arasında Formula 1’de fabrika takımı olarak yarışan Honda araçlarını Japonya ulusal yarış rengi olan beyaza boyuyordu. 1999 yılında motor sağladığı BAR takımının 555-Lucky Strike karışımı deseni firmanın tarihi ile çok alakasız olsa da BAR-Honda zamanı beyaz üzerine Lucky-Strike deseni ile yarışmayı başarabildi Japon firma. 2006 sezonundan itibaren fabrika takımına dönüşünce de beyaz tabanlarını sürekli korudular 2007 sezonundaki çevreci aktiviteleri yüzünden kocaman bir dünya haritasını arabalarına koymaları dışında. Eğer McLaren tarihindeki en başarılı günleri geçirdiği kırmızı-beyaz’a geri dönecekse, Honda buna uygun bir ortam sağlayacaktır. Hatta Honda’nın işine bile gelir diyebilirim.
Yazımızın giriş bölümündeki Martin Whitmarsh’ın turuncu özlemi ise McLaren’in renk macerasındaki 3. olası durak. Ancak yine Whitmarsh’ın demek istediği gibi turuncu rengi kabul edecek bir ana sponsor bulmak günümüzde çok kolay değil. Ayrıca McLaren için bu kadar ani bir değişime pek imkan vermiyorum. Ani renk değişimleri F1’deki küçük garaj takımlarında karşılaştığımız bir durum.
Ancak McLaren bu 3 seçeneği irdeleyen bir anket düzenlerse sitesinde, her ne kadar beyaz-kırmızı çıkacağına adım gibi emin olsam da; oyumu McLaren’in günümüz renklerine kullanırdım.
Tunç Aras
One comment
Comments are closed.